Kol altından takip eder
kısık gözleri.
Silindir şapkası kara
kara cübbesi.
Makosenleri iz bırakmadan yürür
silindir adımları.
Kah yanında
kah karşısında
ürkütür gülüşü.
Soluk beyaz benizsinde
sanki can yok!
Alıp verdiği her nefes
soğuk yüzlü ölüm.
Kehanetleri geleceği gösterir
kendileri geçmişin özlemiyle yaşar.
Gözleri bağlı batıl inançlarla,
körü körüne bakar kör inançlarla.
Yüzünde engizisyon yargısı
elinde dünün izi
verdiği kararlar fikrinden belli.
Toplansa da bin binbeşyüz kişi
kararlar uygulandığı gibi,
asın bu şeytana tapanı.
Kah inancında
kah ruhun da
ürkütür düşünceleri.
Yüksek kilise surlarından
endişe ile izler çağın icatlarını.
Asası bir hamlede iner,
giyotindir bunun hakkı.
Yürekleri vardır
cesaretlerinden az
gün yüzüne çıkaracak.
Acılar sevinç,
günahtır gülmeler.
Beden istekleri kör,
hakikat ibadettir.
Güç disiplin
hakimiyet arınmışlıktır.
Kutsanmışlığın içinde ki
aşk, o sadece günah.
Kanmamaksa
ruha kaide
sütundur cennete.
Duygular yoz istektir.
Kapılmaksa şaibeli intihar.
Kah yargıç
kah cellat
ürkütür acımasızlığı.
Sakladığı kitaplar yüzyılı aydınlatır.
Değişmeyen tek şey değişmedir der öğreti.
Sınırın sınırsızlık olduğunu kanıtlar
mahzenlere kapatılan bu savlar.
Yağsa da tüm gün yağmurlar
temizlenmez geri düşümcüler.
İki çağ arasında kalmış ortaçağ
olacaktır senin celladın ihtilaller.
Sofıstik düşünen bu doğmalar
araştırmaları engelleyemediklerinden
sayfalarına tek tek siyanür sürerek
sürecin ölümlerle gerileyeceğini sanmışlar
bu skolastik düşünen ütopikler.
Yasaklar cazip gerçeklerdir.
Sadece bir kıvılcımlık felsefe yeter.
Kah dündesin
kah bugündesin
ürkütür gerçekler.
Kayıt Tarihi : 25.1.2008 10:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!