Bir kandil gecesi göçtün baba,
Hüzün doldu cihana, türküler sustu.
Yüreğimizde bir kor, gözlerimizde bir damla yaş,
Her notada ismin yankılanır,
Her sözde senin hatıran taş.
Yar değil, yar’a dönen kalp,
Her adımda acıyı biraz daha öper.
Gözlerimdeki yansıma,
Bir zamanlar parlayan, şimdi silik bir ışık.
Uzaklardan bakarken,
Seninle her sabah,
Güneş daha parlak doğar,
Adımlarım hafif,
Kalbim bir melodi gibi çalar.
Bir gülüşün yeter,
İçimdeki acı,
Bazen sözcüklere sığmaz.
Gözlerimdeki hüzün,
Sonsuz bir boşlukta kaybolur.
Asıl yara,
Bir şarkın olsun,
Senin ruhunu yansıtan.
Hayatına giren herkese, "Bu benim şarkım" diyerek dinlet.
Ve bir gün bir yerde çaldığında,
Sana tebessüm ettirsin.
Her adımda bir iz bırakarak yürürken,
Dönüp baktığımda yol, bir labirent gibi,
Fabrikalarla sarılı, etrafında on binlerce hayat,
Sanayiyle büyüyen bir ekosistem,
İş gücüyle şekillenen,
Tıpkı bir pentagramın dört köşesinde
Bir şarkın olsun,
Sana ait, yalnızca seni anlatan.
Neşeyle dinlediğinde dans ettiren,
Hüzünle duyduğunda hatıralara savuran.
Bir kokun olsun,
Bir şarkın olsun,
Sana ait, yalnızca seni anlatan.
Neşeyle dinlediğinde dans ettiren,
Hüzünle duyduğunda hatıralara savuran.
Bir kokun olsun,
Hep seni hatırlamak,
Hep seni bulmak,
Ve her adımda biraz daha kaybolmak,
Çünkü seni sevmenin anlamı,
Zamanla biterken,
Kaybolmuş bir yolda yeniden seni beklemek gibi.
Ölüm haberini duyduk, yüreğimiz yandı,
Sesin yankılanıyor, hatıralar kaldı.
Bir yıldız daha kaydı bu koca gökyüzünde,
Şarkıların dillerde, kalplerse hüzünde.
Camdan bakıyoruz, ama boş bakıyoruz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!