Ordusu Yılgın, Sancağı Ağırmış Sonsuzun ...

M. Bülent Kılıç
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

ıslatıp yandan ayırırdım saçlarımı
kaşlarımı tükürükleyip düzeltirdim parmaklarımla
kusrederdim, kabahat işlerdim
uyardım gençliğin deli bilgeliğine
bilirsin, kalfadır budalalığa
bazan mehtapla ayartır
bazan ödetir bacını hicabın

Tamamını Oku
  • Hamdi Korkmaz
    Hamdi Korkmaz 13.05.2012 - 23:52

    Bunlar karınlarındaki gaz yüzünden ,barsak düğümlenmesi olmuş Sinan bey,Eşşek bile laftan anlar ,ama bunlar anlamaz.Kıvranır dururlar işte böyle.
    Yorum diye tekeden süt sağmaya çalışırlar enayiler.

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 13.05.2012 - 23:05

    dindarım fakat ahlaksızım..

    evet..bu bazı insanlar için çok mümkün..

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 13.05.2012 - 23:01

    bugün bu şiire yapılan bazı yorumlarda da gördük ki,din ahlaki sorunları gidermeye yarayan tek başına bir aygıt değil...

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 13.05.2012 - 22:55

    'gözüm yumuk
    atlayıp düştüğüm yerde
    yıkık antik taşlar altında tatlı tatlı söyleşen ak otlar
    ve gerekçesini gel-gitin merak etmeyeyim diye
    bir büyük suya bükük
    bir sap çiçek umardım
    ve olurdu

    “demek o kadar da kötü değilmiş” derdim
    “o kadar da kötü değilmiş” diye mırıldanırdım kendi kendime

    ama kırdığımda olanaksızın
    girdiğimde kapısından içeri
    yazık
    bulduğum yalnızca çoraklıktı

    kızgın güneş
    bir çakıl taşının gölgesiyle tartıyordu yılanın sabrını
    o kadar da kötü değildi ve hala bir umut vardı
    yılandan daha ağırdı yılanın sabrı!
    yılandan daha ağırdı yılanın sabrı!

    ağustos-eylül ’97

    Rüzgar Kütüphanesi’nden…








    böyle şairlere yapılan saldırılar zulümlerin en büyüğü gerçekten.

    kendilerine müslümanım diyenler bunun hesabını nasıl verecekler bilmiyorum.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 13.05.2012 - 22:18

    hulasa i hayat....hayatın anlamı nedir...şiirin amansız sorusudur bu...sormuş sorusunu ve dilinin döndüğünce yapmış hayatla yüzleşmesini...

    kimbilir kaç kez ve kaç farklı halet i ruhiyede yapacak yeni hesaplaşmalarını...ilhamının sürekliliği için dua edilecek şairlerden...

    tebriklerimle

    Cevap Yaz
  • Seyfi Orhon
    Seyfi Orhon 13.05.2012 - 22:01

    Güzel şiir vesselam.
    Şiirden anlamayanlar çatlasın

    Cevap Yaz
  • Haberin Varmı
    Haberin Varmı 13.05.2012 - 17:50

    Gülhatmi

    bu bir yıkım da olabilir
    ama ben
    elimde bir gülhatmiyle
    bir telefon kulübesinin çevresinde
    dolaşmayı tercih ediyorum
    bakışlarıyla gülhatminin
    neyi simgelediğini soranlara
    dedektif öyküleri anlatıyorum

    diyorum
    söz gelimi buz gibi soğuk bir oda
    maktul sereserpe ortada
    bir gülhatmi kapatmışlar
    şakağındaki kurşun yarasına
    alnındaki kepazelet mührüyse
    parlıyor flaşların
    ve 75 wattlık ampulün
    solgun ışığı altında
    dedektife göre katil
    Madam Sosostris olabilirmiş
    belki de bir Veda tanrıçası
    bana kalırsa
    avcunda bir kan pıhtısı varsa
    maktul mutlaka Cengiz Han’dır
    yoksa da bu
    bir muammadır
    ve öyle kalmalıdır

    sorgucuların bakışlarında hin
    ve hunhar bir gülümseme
    demek öyküm inandırıcı bulunmadı yeterince
    avcumdaki jeton eriyip
    bir kan pıhtısına dönüşüyor
    ve gülhatmi
    usulca elimden
    düşüyor yere
    düşüyor ve bir yaşlı kadın belirip
    alıp bana vermek için eğilince
    dönüşüyor bir su kasesine
    bir fal bakıyor oracıkta
    ve diyor:

    “Pepiyadi
    hani şu Veda tanrıçası
    aşıktı bir zamanlar sana
    sense Fenikeliydin
    denizciydin
    kızgın bir eriyik halindeydin
    bir kızın
    derlerdi yüzüyor
    dilbalığı gibi narin elleri aklında
    böyle şeyler
    ve daha nice şeyler konuşurlardı hakkında
    kaçırdın bir gece onu kayalıklara
    kaçırdın ve Kayalıkların Ecesi dedin ona
    sonra hükmün kesinleşti
    ve insanlar
    infaz için
    Delos’tan geminin dönmesini beklemeye koyuldular
    Atina kıyılarında

    çanaktaki suyu çalkadım
    ve kalabalıklar gördüm halka olmuş yürüyen
    başlarındaki sarıkları
    bırakmışlar bir tuba ağacının altına
    ters giyilmiş kaftanlarıysa
    dalgalanıyor rüzgarda
    ve rüzgarın bir yelken olarak gerildiği kıyılarda

    çanaktaki suyu çalkadım
    duydum kanda bir borağan
    çıldırıyordu baldıran
    fısıldadım fısıldadım
    sonsuza doğru ruhunu o zaman

    bir zaman bir ışık huzmesi olarak
    dalgalandın ve dalgalandın boşlukta ama
    ansızın yittin sonra
    üfledim üfledim
    ve uzak yıldızlar gördüm suda
    uzak yıldızlar ve karanlık gördüm suda
    baktım bir gülhatmi göğeriyor avcumda
    bir gülhatmi
    ve kan pıhtıları yapraklarında
    kan ve döl pıhtıları yapraklarında
    daldırdım daldırdım avcumu
    ve boğdum gülhatmiyi suda

    uzak yıldızlarda aramam gerekti
    karanlıkta
    ve bulmam gerekti
    bu talihsiz
    bu zavallı ruhu
    mutlaka

    düştüm yola
    düştüm
    çanaktaki suyu
    kıldım pusula

    yolculuk varmaktan yeğdir
    bense
    zifiri yoksunluk ikilem doğurur
    biçiminde ifade ediyorum bunu

    demek istediğim
    bunca serüvenden
    hummalı bu yolculuktan sonra
    yine de kuşku duydum
    gelip karşına dikilmek konusunda

    şimdiyse
    bütün bildiklerimi unutmak
    ve sıradan şeylere
    söz gelimi
    pardösündeki o dalgın lekeye
    ya da tütünün sararttığı kırçıl bıyıklarına
    yalnızca senin oldukları için
    inanmak istiyorum “

    doğrudur yıkımın
    çoğu kez bir müjdeyle birlikte göründüğü
    ama elimdeki gülhatmiyi düşüreli beri ben
    uzaklaştım aşktan
    ve aşka benzer her duygudan
    artık ne görkemli bitkilerin
    salınan gölgeleriyle
    böceklerin tuhaf dünyalarına sarktığı
    o boğucu sessizliği andıran duruşlarıyla
    sorgucular ilgilendiriyor beni
    ne de uydurduğum dedektif öyküleri

    ’94-’95

    M.Bülent Kılınç











    Cevap Yaz
  • Haberin Varmı
    Haberin Varmı 13.05.2012 - 17:47

    GÜNÜN ŞİİRİNİ ÇOK BEĞENDİM
    Seçici Kurulu Tebrik Ediyorum.

    Cevap Yaz
  • Kemal Alkurt
    Kemal Alkurt 13.05.2012 - 15:58

    Ağaç, kovuğunu fark edince yaşlanır

    Şiiri okurken böyle bir ilham geldi içime. Yeni bir şiire malzeme buldum. Şair e teşekkür ediyorum.
    Gerçektende öyle değimli? Hayat merdiveninin basamakları ellilere doğru yükseldikçe, sular durulmuyor mu? Gençliğimizdeki dikine akan o azgın sular? O asi gençlik? Çoğu tütetilmiş ömür sermayesi . Mevsim sonbahar artık. Ne aşk kalıyor ne meşk. Ne yoğun duygular..

    Cevap Yaz
  • İlhan Dumlupınar
    İlhan Dumlupınar 13.05.2012 - 15:53

    Sinan bey,şiirimsilerinizden ve yorumsularınızdan anlaşıldığı kadarıyla yarı cahil bir insansınız.
    Gününşiirine hergün acaiplikler yazıp gitmekle neyi ispat etmeye çalışıyorsunuz.Hangi duygunuzu tatmine çalışıyorsunuz kuzum anlatın anlayalım.
    Yaşını başını almış Feyzi beye de soruyorum.
    Buraya okul şiirleri maç haberleri asmakla nasıl bir duyguyu tatmine çalışıyorsunuz.
    Sizlerin yüzünden birçok yorumcu buradan gözlerini ellerini çektiler.Ayıptır insaftır.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta