Kalbim sana hasret duyar;
Ata diyârı, ana yâr.
Yalnız kalan gönüllerin
Sığınağıdır her yerin.
Evliyâ yatar göğsünde
Rûhum seninle şen, zinde.
Meylin olmaz bu cihân içre safâdan gayrı
Dinlemezsin ki sözüm medh ü senâdan gayrı.
Kötü meclislere râm olmada mahzûrun yok
Duyan olmaz sunasın dosta ezâdan gayrı.
ihlâs mürekkepli şiir
ne zamandır oltama takılmıyor
iflâs şiirleri bir bir
kesip tartısız satmaktan yılmıyor
seni bekleyen topraktan
Ferhâd-ı zamâne bahâra dargın
Dağların bağrında kış ayaz ayaz
Yürekler dağlanmış, gönüller kırgın.
Bu yakıcı soğuk bu iklîme az
Ferhâd'ın dağları gönülde aysberk
İçime işlemiş yağmurun rengi
Toprağın kokusu, yağmur sonrası...
Kendini arıyor yankısız sevgi
Mes'ût bir sabahla akşam arası.
Rûhuma aksetmiş karların sesi
Bu çocuk da hangisi;
-Bak, mescitten geliyor-
Gönlüne dolmuş
Yaratan sevgisi.
Dostu sevgi böceği
Semed Vurğun déyirdi ki:
“Ayrılar mı könül candan,
Azerbaycan, Azerbaycan.”
Men de ona déyirem ki:
Dözüner mi firgete can,
Azerbaycan, Azerbaycan.
Bizler ki imtihan dünyâsındayız
Hakîkî hayâtın rüyâsındayız.
Her zerreciğinde hikmet taşıyan
Kesret âleminin kimyâsındayız.
Ne sesi var, avlaklarda kekliğin
-Sanki kendi yurdum bana yabancı-
Ne de ıtrı, şu dağlarda kekiğin.
Semâda süzülen bir kısım göçmen
Ormanın üstünden geçip giderken
İçlerinden biri geride kaldı,
Kâfileden koptu, sonra alçaldı.
Çıplak bir vâdide yalnız yaşayan
Meşeyi aradı gözleri bir an.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!