On yedi yaşındaydım.Duyarlı ve duygusaldım. Deneyimsizdim, tedirgindim, yalnızdım. Uzak ve örtülü bir şehirden gelmiştim. Ülkemin öte yakası kadar uzak bir yerdeydim.
Okumak arzusuyla, trenle üç gündüz, iki gece yolculuk yapmıştım.
Askeri okulun kapısından yetersiz bir gerekçeyle çevrilmiş, dilini bilmediğim işlerden sınıfta kalmıştım.
Geri dönmek bana kalan son şeydi.
Memlekete gitmeden önce bulunduğum kentin yüksek yerlerinden birini, kalesini görmeyi arzulamıştım.
Vaktim sınırlıydı. Koşarak çıkmıştım bir sokaktan yukarı doğru. Soluk soluğa kalmıştım.
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta