Seninle yeniden doğduğum anda
Yangınlar içinde bırakma beni
Ellerim boş-bomboş bu viran handa
Bu ömür göçünde bırakma beni
Gel geri, vaktimiz daha varken gel
Duyurması benden, duyması sizden
Oraya-buraya vergi geliyüüür
Vergi kesilecek dağdan, denizden
Yazıya, turaya vergi geliyüüür
Bir’i vergi verilecek iki’nin
Benle bir başıma kaldığım zaman
Sonra gözlerine daldığım zaman
Tükeniyor zerre zerre varlığım
Seni sevmediğim bil ki yalandır
Şimdi ben, yürüyen bir mezarlığım
Karakoç'la sohbet ettim dün gece
"Bizim köyden nice haber var" dedi
Sual değildi bu, bu bir bilmece
"Biliyorum, cevap vermek zor" dedi
Gürleyip esenden kelam eyledik
Her yandan “öp” diye el uzattılar
Öpmeyince dokuz köyden kovuldum.! ! !
Ülkümle bağıma bıçak attılar
Kopmayınca dokuz köyden kovuldum.! ! !
Korkmam, ne zalimden nede zulümden
Damarımda akan kanım kurudu
Yapraktım, dalımdan düştüm, soldum oy! ...
Bedenim sağlamda ruhum çürüdü
Istırabı kucağımda buldum oy! ...
Yürüdüm yolları sona ulaştım
Dün, akşama doğru geldi haberin
Senin için yandım, tüttüm dün gece
Belki yoktu ama tığın, teberin
Darağcına kendim gittim dün gece
Usulca gözyaşı döktüm akşama
Hasretin içimde kördüğüm oldu
Kalın duvarları yıktım dün gece
Cemalinde beni gördüğüm oldu
Dönüp benden sana baktım dün gece
İçim kıpır kıpır kaynadı taştı
Sen gideli değişmedi hiçbir şey
Köyünde köpekler havlıyor gene
Yerli yerindedir hala tüm her şey
Arslan’ı çakallar avlıyor gene
Parayla tutulmuş sayın aydınlar
Başkadır sevdası, başka sevgisi
Eşi bulunmaz bir şehir Adana
Var mıdır Dünya’da onun gibisi?
Hasreti bir başka zehir Adana
Güneş doğup torosları aşanda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!