Her yandan “öp” diye el uzattılar
Öpmeyince dokuz köyden kovuldum.! ! !
Ülkümle bağıma bıçak attılar
Kopmayınca dokuz köyden kovuldum.! ! !
Korkmam, ne zalimden nede zulümden
Damarımda akan kanım kurudu
Yapraktım, dalımdan düştüm, soldum oy! ...
Bedenim sağlamda ruhum çürüdü
Istırabı kucağımda buldum oy! ...
Yürüdüm yolları sona ulaştım
Dün, akşama doğru geldi haberin
Senin için yandım, tüttüm dün gece
Belki yoktu ama tığın, teberin
Darağcına kendim gittim dün gece
Usulca gözyaşı döktüm akşama
Hasretin içimde kördüğüm oldu
Kalın duvarları yıktım dün gece
Cemalinde beni gördüğüm oldu
Dönüp benden sana baktım dün gece
İçim kıpır kıpır kaynadı taştı
Sen gideli değişmedi hiçbir şey
Köyünde köpekler havlıyor gene
Yerli yerindedir hala tüm her şey
Arslan’ı çakallar avlıyor gene
Parayla tutulmuş sayın aydınlar
Başkadır sevdası, başka sevgisi
Eşi bulunmaz bir şehir Adana
Var mıdır Dünya’da onun gibisi?
Hasreti bir başka zehir Adana
Güneş doğup torosları aşanda
Cenab-ı Hak, akıl nasip etmezse
Bir kafada türlü yavşak barınır
Bey uyanık olup adam gütmezse
Bir obada türlü alçak barınır
Ağustos böceği çalarken sazı
Döküyorum amma içimi sana
Ne diyeceğimi bilemedim yar
Tükenirken ben yana yana
Akan kanlarımı silemedim yar
Affet beni, sana gelemedim yar
Oğul sana söyle nasıl kıydılar?
Yüreğime ateşleri koydular
Kim çıkardı yıkılası töreyi?
Kabil gibi kör şeytana uydular
Bahar-ı ömrümü talanlar vurdu
Gözlerinde yaş olayım
Damla damla ağla beni
Yâda cansız baş olayım
Mühür vurup dağla beni
Bu yarayı herkes bilsin



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!