Yüzüme bakıyordun. Hesapsız, korkusuz ve de karanlık bakışlarla... Sana söylediğim son cümleyi düşünüyordun... Belki de ürpererek...
“Canım yanıyor” demiştim sana,
“canım yanıyor ve yangın yerinde dolaşıyor gibi hissediyorum kendimi” demiştim sana...
Ansızın gelen bu cümle sahipsiz kalmış uzun bir müddet...
Sanki boşlukta donmuştu, dar nefesimle çıkan harfler, her kelimenin tüm harfleri donuk kalmıştı salınımları ile asılı duruyordu sanki senin bakışlarında...
Canımın yanması çaresiz ve de dermansız bırakırdı, kusmalarım çıldırtasıya telaşlandırırdı seni. Ama bu sefer ölüme üç çeyrek zamanım var sanki demiştim ilk cümlemden sonra...
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık



