Olsun diyorduk durmadan. olsun. en çok yoksunluğumuzla alay ediyorduk. bir yatağa koca koca gövdeleri serpiyorduk. olmayan şeyleri düşlüyorduk en önce. elimizdekilerle uyuyorduk sırt üstü. keyfimiz gıcırdıyordu. bulamamak değil, öylece bakmayı istiyorduk. sekiz çocuğuna ekmek götürmenin tasasını yüreğinin her zerresinde duyan bir baba gibi yorgunduk. fakat, olsun diyorduk durmadan. olsun. en çok yoksunluğumuzla alay ediyorduk. Geçen gecede söylediğim gibi küçükken yoksulluk büktü belimizi. büyüdük, sevgisizlikten büküldü şu belimiz. daha da doğrulamadık kambur kaldık hayatın ortasında. ha bu arada büyüdük dedim ya ‘insan büyüdükçe ufalan birşeydir’ derdi babam.
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını