hayat insana
heybesindeki taşları
boşaltarak kendini hatırlatır
bazen
payımıza düşen
Susun ses vermeyin
Bitsin artık bu pervasızlık
İnsanlık diye insanlık adına öldürmeyin
Yazık bunca insana
Yazık bunca çabaya
Ne istediğini bilen
Tatlı bir merakla samimi içten
İyisiyle, kötüsüyle gidebileceğim bir yürekte buluşmak
Yanlış anlaşılma korkusu yaşamadan
Eksikliklerimi tamamlayacak
Uyansın soğuk yüzlere yenik düşen sevinçlerim
Uyansın buzların altında kalan neşeler
Uyansın, soğuk yüzlere yenik düşen sevinçlerim
Umuda yelken açan özgür çocuğun yüreği eyle
zaman
senden aldığı yılları
ay gün hesabıyla değer biçmez
aldığını da geri vermez
çoğu zaman kendine bile
Yüzümüzde maskeler
Kimi ışığa kimi karanlığa dönük
Korkarız başkalarının gözündeki kendimizden
Oyunumuz dışımıza cila
Görünüşte duru ve sakın
gönlüm neden yorgun
neden gülüşler
yüzümden uçup gidecek gibi durur
oysa her şey gönülden olsa
Unut tüm zamansızlıkları
Ben sana senden yakın
Sıcacık bir yürekle gelmişken
Kapama gözlerini
Sevdayı beşiğimizde adlandırmak
Çocuklar köprü altlarında yaralı ruhlarını tinerle sarıyor
Yarı aç, yarı tok akşamlara yürüyorlar
Gözlerin görmüyorsa sefaleti, acılar yakmıyorsa yüreğini
İlla da senin de canın mı yanmalı
Duyman, görmen için senden bir parça mı yok olmalı
Nasıl geçti bunca yıl
Başım dönüyor yürek mi bitkin
Geçip giden yılların ardından ellerimde ne kaldı
Bir avuç sevgimi bir avuç umut mu
Yoksa bir avuç yaşayamadıklarım mı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!