sırası gelen her kelime dudağımdan hazır düşmeye
pek yakışan mayına basmış cümleler giydim üstüme
bir sır gibi sakladığım yerlerimden ve
yağmur yağan camlardan düşüyorum şimdi
bir uçurumdan döküyorum içimi
yağmur mu yağdı bu yollara yoksa gözlerim mi
hatırlattıkça zaman tek tek
küfür yakışmayan aklıma sabır ve bize
ayak parmaklarımı kesinceye kadar adalet gerek
çocuklar cinsel saldırıdan ölünce uyanıyoruz birazcık hani
dürtünce insanoğlu adaletin ağzından susmayan cümlelerini
çamur gibi üstümüze yapıştığında
ve kurtulmaya çalıştıkça
gözlerimizdeki utanç oluyordu biraz
karşı durulamaz toprak kaymasıdır aşk
utandıkça çoğalan teninde
Masaya yumruğunu vurmuş kelimeler dökülürken
Sonrası kırmızı ışıkta durmuş zaman
İkimizde dönüp bakmıyoruz
Klarnet sesi kadar hüzünlü bir hatıra geçiyor aklımızdan
Vicdan ararken biz susmuş
Sessizliğimiz konuşuyor bizim yerimize
aç kaldım susuz kaldım
lakin hiç canımı acıtmadı
haklıyken yalnız bırakılmak kadar
kurtarmak için aklıma yazdığım hatıradan
hangi adalet kılı kırk yarar
ayağım burkulur gibi burkulmaz mı
bekliyorum seni aşkın acıya çaldığı sınırda
dipsiz çukura kendimi çoktan attım da
gelsen kaldırsan beni ayağa dilimin ucunda
"al kalbimi"
hiç sesim çıkmaz parçalasan da
aşkın orucu sevgiliden uzakta tutulur
kavuşmak gayesi ikimizin iftarı gibi
vuslatı beklerken
sensiz gecelere niyetliyim şimdi..
ayak seslerin basarken aklımı
dudaklarımdan düşüyor adı
unuttum diyorum!
yalan diye bağırıyor bir yolcu içimde..
titrek dudakları..
hak aynası olmak haddim mi, nerdeydin
halbuki bak ey can
sen aynanın sırrına değdiği yerdeydin
Yoğun bakım odalarda
hayata tutunmaya çalışırken sen,
seni kaybetmek korkusu dışarıda,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!