Oğuzkan Bölükbaşı Şiirleri - Şair Oğuzka ...

Hasretlerde uyanmaktır gurbetlerde uyanmanın diğer adı
Gurbet bir adım ötesidir gözlerinin demek kıvanç verir sana biliyorum
Ama değil
Tarifinin çokluğundandır tarifsizliği gurbetin
Aynen aşk gibi
Tırmanma şeritsiz uzun bir yoldur aşk da gurbet te

zaman alıp öğütecek bizi
aldırmayalım
sarhoş olalım
şarabın dibinde zerdüşt olalım
güneşi görünce iman edelim
şiirlerle söyleşip

kimse bilmez
sen
benim için geldin

annen babanı
benim için beğendi

Ağlıyorken
Yarımımken
Sen gelmişken
Rüzgarın yönü değişti
Günün doğuşu
Çiçekler sesli ve haber vererek açtılar

Kentin damlarına kar yağar
Senin denizlerin bahar
O yüzdendir seni düşündüğümde
Baktığım yerlerde çiçekler açar

Yeni gelmiştin

Karşımda oturuyordun
Aniden sayfalar dolusu şiirlerin içine düştün kurtaramadım
Ahvali mi sen yazar gibisin satırlarda
Sen olduğun için yırtamıyorum kağıtları bir şeye benzemese de dizeler
Sen güzelsin güzelliğin yeter
Resim çizmek gibi oldu

Can kuşlarını gördünüz mü
Aşıkken mavi kanatlı
Acı çekerken kızıl
Nasıl bir denizle ateş karmasıdır
Suların yanmasıdır aynı anadan doğan
Hangi bilgeliğin dergahında ulaşılır

Bu sen olmayan bir şiir
İçimin su yeşilinde akıp gitmesi
Mevsimsiz kuşların dallarıma konması
Ve mevsimsiz çiçeklerin açması bahar öncesi
Yaprakların yeşermesi bir bir
Gizli bir sevda filizlenir

İçini doldurmalı her kavramın
Kağıtlarda güzel sözler gibi ölü kalmamalı
İbadetin adam gibi olmalı misal
Kaç kişinin seni seyrettiği önemli değil

Yazdığın okunmalı

İnsan evriminin son noktası neresidir? Kentleşme Homo Erectus, Homo Sapiens, Toprağa bağımlılık, köylülük aşamalarının son aşamasıdır. Kentleşmesini tamamlayamamış insanlar ile yönetmek ve ilerlemek mümkün değildir diye düşünüyorum. Çünkü köylülük bir değerler dayatmasıdır, haklar birlikteliği değildir. Oysa kentleşme değerler dayatmasından vazgeçerek haklar ile birlikte olmayı gerektiren özgür bir topluluk olma şeklidir. Türkiye'nin yıllardır çektiği sancıların kaynağında bu yatmaktadır, kentleşmesini tamamlayamamış insanların değer dayatma çığlıkları içinde karşı değerlerle çatışmasını yaşıyoruz. Herkes kendi değerlerinin üstün ve uyulması gereken değerler olduğunu iddia ederek diğerinin haklarını yok etmeye çalışıyor. Siyasetimiz bu temele dayanıyor, kentlerimizin yaşam biçimleri bu temelden nasibini alıyor. Hakları kabul etmek, değerleri dayatmaktan çok daha fazla beyin gücü ve yürek istediği için köylülüğü üzerinden atamamış insanlar, bu davranışlardan ve anlayıştan nemalanmalarını sürdürüyorlar..........................

(devamı www.oguzkanbolukbasi.net sayfamda gelin orada tartışalım dersem kısa bir süreliğine bana kızmazsınız di mi
sevgiyle kalın

Ben Antoloji yi ve dostlarımı çok seviyorum)