Denizde bir balık,
Ormanda bir geyik idim.
Senin gittiğin gün,
Geçmişi yaralı,
Geleceği sancılı kaldım.
Yokluğun ;
Dönüp dolaşan dağlar aşan bir nehir gibi,
Elbet varacağız vuslat beldesine.
Şen şakrak kuşlar gibi,
Gelecek bahar ömrümüze.
Dinecek usul usul akan yaşlar,
Dökülecek sırtımızda yük olan taşlar.
Doğum sancısı tutmuş sanki geceyi,
Onun da bir derdi var belli ki.
Bir baykuşun kanat sesleri,
Gecenin sancılı sessizliğini deldi geçti.
Bir çift kanadım olsa,
Bende dağıtır mıydım sessizce akıp geçenleri.
Soluk soluğa bir beden,
Dışarıya hiç ses vermeden,
Yalnız sevgi bekledi senden.
Eller açtı göklere,
Yaşlar döktü yerlere,
Bıçkın bir fırtına patladı,
Denizin orta yerinde amansız bir mücadele başladı.
Tahta bir sandal fırtınada savruldu,
Yarısından kırılmış bir çift küreğe,
Ömrünün çoğu yitmiş bir adam sarıldı.
Yaşadık! dedi.Yandık! diyeceğine,
Savaşın beşiği bir coğrafya da,
Çocuk oyuncağı oldu patlamayan bir bomba.
Kime düşman doğduk bu dünyada,
Kimin diyeti ödendi asırlardır akan kanda,
Paslı bir demir kapının ardında,
Yabani otlar bitmiş toprağın bağrında.
Önünden gelip geçeni var ama,
İçine giren kalmamış dünyada,
Zamanın bayındır kara toprağında,
Tembellik kol geziyor şu anda,
Bu devrin izdivaç tablosu kara kalemle çizilmiş,
Renkler birer birer silinmiş,
Er kişinin ziyneti iş imiş,
Atlılar hanım kıza nasip imiş ,
Kerpiç damlar pis imiş,
Aklına beton yığınları girmiş,
Elbet zamanı gelir her şeyin,
Su içmenin yahut sevmenin.
Elbet aşılacak yeri vardır her yerin,
Bir dağın yahut bir nehrin.
Elbet gelecektir mevsimi,
Sevmenin ve sevilmenin.
Esmer bir kadının sesi,
Eser gönlümde deli rüzgarlar gibi.
Şimdi anlıyorum ki,
Beyhude geçmiş ömür,
Yitip gitmiş onca zaman,
Öylece solup giden her şey gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!