Ben de küçücük bir balıktım eskiden, ışıklar vardı.
Kıyıda geziniyordum, yalnızdım.
Göremedim oralarda umuda dair bir iz.
Bir olta tuttum o kıyılarda, ağlar vardı, alışıklar vardı.
Gözümü açtım, deniz yerine,
Ne Karadeniz, ne Akdeniz.
Kızgın bir yağda yüzüyordum.
Sen olma böyle olur mu?
Oğlum seni yerler lan!
Gördüm kör çatallar, sağır kaşıklar,
Rıhtımlar, lüks lokantalar, renk renk masalar, akılsız aşıklar.
Paralı babalar vardı ve süslü püslü kızları.
Dökme içini onlara, sonra bomboş kalırsın.
Ne söylerse söylesin o Lüferler, Orkinos, Kalkan.
Uyma onlara.
Gitme bizden uzağa öyle habersizce.
Ben düştüm bu tuzağa, sakın sen de düşme tamam mı?
Biz boğuluyoruz oğlum bu denizden çıkarsak
Bu mavinin tonlarında acımız, öfkemiz,
Uzsuz, uzaksızdır andımız bizim.
Buluyoruz bir şekilde kendimizi, ne kadar karanlık da olsa derinler.
Sarılırsak geçiyor yaramız, yok ki bir yara bandımız.
Her yeri kaplamış ağlar, sığ sularda yemyeşil yosun.
Duyabiliyorum sesini taa uzaklardan, yoksa sen inceden inceden ağlıyor musun?
Yokluksa yokluk, karnı doyar bir şekilde açların
Sen anlarken henüz, bir nefes kadir kıymet oğlum,
Körelmesin dışarılarda, sevgiyi ak kabarcıklardan toplayan o körpe solungaçların.
Oğlum benim.
Kayıt Tarihi : 26.7.2022 19:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!