Sekiz yıl önce bugün olmuştu
Sallamıştı yeri yurdu  o deprem
Nice bahçelerim gülü solmuştu
Habersizce gece vurdu o deprem
Gece yarısında ansızın geldi
Uyurken salladı sanki bir eldi
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




CUMHURİYET DÖNEMİNİN EN ASTRONOMİK RÜŞVETLERİ DEPREM SONRASI DEPREM BÖLGESİNDE DÖNDÜ.
BU DA YENİ YAPILANMALARIN ÇARIK ÇÜRÜK OLDUĞUNU GÖSTERİR.
DERS ALMADIK VESSELAM.
TEBRİKLER GÜZEL YÜREKLİ KARDEŞİM.
SELAM VE DUA İLE.
Ha şöyle Mahir'ciğim.Adam gibi adam bir şiirle, hece olarak depremi işleyen ağız tadında bir çalışma okudum.Teşekkürler şiirin için.Selâm ve saygılarımla 10 puan, tam puan.
Necati Ocakcı Antalya
HATALAR TEKRARLANDIĞI MÜDDETCE ACISIYLA TADLISIYLA TARİH TEKRAR YAŞANIYOR ÜSTAD DUYARLI YÜREĞİNİ KUTLUYORUM SAYGILARIMLA
Mahir Bey...Öncelikle İzmitte depremi tüm acılarıyla yaşayan biri olarak unutmadım böyle bir felaketi unutmam da mümkün değil...
Ben yaşadığımız bu felaketten sonra yetkililerin hiç bir önlem almadan(depremle yaşamayı öğrenmeliyiz) demelerine çok kızıyorum...
Bir on yedi ağustos daha geçti ama maalesef yine aynı ilgisizlik ve basiretsizlik kol geziyor...
Her parası olanın mütahit olduğu bir Ülkede mi depremle yaşamayı öğreneceğiz inşallah...
İnşaatın 'İ' sinden anlamayanların bloklar dikip yaşam kentleri inşaa ettiği bir Ülkede çürük dayanıksız binaların içinde can vere vere öğreneceğiz galiba.....
Bu duyarlılığı taşıyan yüreğiize saygı, kaleminize selam olsun...Lamia CANAY...
Geri gelmemesi dileğiyle güzel yüreğinizi kutluyorum.
Sevgilerimle
MEHMET ALİ ŞAHİN
Rabbim aynı acıyı yaşatmasın,
vefat edenler nur içinde yatsınlar.
Saygıyla
Ayşe
Kaleminize yüreğinize sağlık.
O GÜNLER GERİDE KALSIN TANRIM O ANI BİR DAHA YAŞATMASIN...YÜREĞİNİZ H
Ç DET GÖRMEİN MAHİR BEY KALEMİNİZ HEP YAZSIN
Aradan geçen yıllara rağmen hala yaraları sarılamayan, bütün Türkiye'yi yasa boğan, binlerce yüreğin sustuğu o kara günü unutmak mümkün mü. Duyarlı yüreğinize sağlık Mahir bey. Selam ve saygılarımla.
Duyarlı yüreğinize sağlık üstad
Tam puanla yürekten kutluyorum
Saygılar...Özcan Akkuş
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta