gittin,
ayak seslerin,
karıştı geceye...
asılı kaldı karanlıklara gözlerim...
şimdi,
beklemelerdeyim soluksuz,
gece gibiydi gözlerin.
yıldızlar ağdı içinden,
ay oldun,
düştün içime...
ateş gibiydi sözlerin.
sen dost,
sen sevgili,
sen aşk,
sen, her şey oldun bana...
bundan böyle de,
ne istersen, o ol,
'bu akşam bütün meyhanelerini'
dolaşıp, şimdi oturmuş gibi,
salaş bir meyhaneye,
denizin kenarında,
gün batmaya dönerken yavaş yavaş,
yaz ortasında yağmalı yağmurların,
yürümeliyim altında
damlaların yıkamalı yüzümü
saçlarımdan süzülmeli yere...
toprak gibi kokun sarmalı havayı
sensin,
Ömrüm boyu baba bildiğim...
sensin,
anam gibi sevdiğim...
Görmediğim zaman,
ölesiye özlediğim...
beklenmedik bir anda bastırdı yağmur,
sağanak halinde geldi...
bereketinden yeşerdi her yer,
güneş ışıdı,
aydınlattı evreni,
açıldı tüm çiçekler,
sicim gibi,
yağıyor yağmur...
yürüyorum,
ıslanan sokaklarda.
savuruyorum,
önüme çıkan taşları...
Dilimde şarkıların en güzeli,
Yüreğime geri geldi ilk bahar.
İçimdeki kuşlar neşeli şimdi,
Mutluluğa doğru kanatlandılar...
Açıldı bahçemin tüm çiçekleri,
kış uykusundan uyandı kalbim,
kara bulutlarım dağıldı.
öyle güzel geldin ki dünyama,
yeşerdi umutlarım,
yaz güllerim açtı...
Antolojide ilk yorumum bu ve soyad daşıma özel oldu...
Soyad daşım şiirlerinizi okuyorum kurduğunuz cümleler yazın ortasında yağan yağmurlar kadar serinletici.....
Yüreğinize sağlık....