Beyaz hüzün derdi kimisi adına ,
Yağıyordu işte önüne geleni süpürürcesine.
Kuruluyor topraktaki tahtına,
Kimine matem, kimine sevinç katarcasına.
Tek tek süzülürken semadan,
Insan alışılagelmişe tecessüs eylemez bir nimet -i mübarek deyip
O nimete eklenirse bir acibe-i hilkat celb-i nazara muhatap deyip.
E.Nur Ünlü Kaya
Önce kelam vardı.
Evvela soruldu ,"Elestü bi rabbiküm?"
Sonra gönderildi gurbete ,
Ney oldu inledi , kamış oldu dinledi.
Ruh oldu beden giydi, beden oldu ruh giydi.
Kelam- ı kebir geldi nihayet,
Satırları yakuttan kitaplarım olsun desen,
Faydasızdır o yakut sana,
Dersen ki kelimelerim kıyam dursun,
Tutar silkeler seni.
Mütemadiyen gözlerin sürükler seni sayfa sayfa ,
An an yaşarsın her ne varsa.
Kaybolmak dört başı mamur ,
Bile isteye terk edilmek ,
Gönüllü sürgüne rıza ile bakmak,
Kaybolmak ...
Kayıp eşya bürosunun en üst rafında
Kendi kaybolmuşluğunun zirvesini tatmak.
Köylü derler adına
İsim mi sıfat mı ne desem.
Köyden öte bir ad gerek hallerine,
Fukaralıktan yokluktan gelir.
Nimet öpüp başa konur o yerde.
Noktalarca cümle kurup virgülsüz yaşamak bu hayatı,
Yorulmak değildir de nedir ?
Soru işaretlerini sıralamadan dümdüz çizgilerle kelime sarfetmek,
Israf değil de nedir?
Bulanarak , durularak koyduğun cümle sonu ünlemlerle ,
Yaşamak kanatlanıp uçmak değilse
Yerde kalıp yürümek midir ,
Koşmak isterken hem de.
Bir pamuk ipliğine tutunup uçurum kenarlarından geçmek değil de nedir?
Yüzüm tarihten alır şeklini,
Bazan bir hece birikir dudağının kenarına
Acıtacak zannedersin susarsın.
O savuşturdukların bir gün gelir yakalar seni
Mahzun, edalı bir gelin sanırsın.
Nefesini tutma artık ,
Tutma kendini, bir bir deyiver şimdi,
Bazen küçük aralıktan uzanır geçmiş,
Bakarkörlük silinir, beşer şaşmaz bu defa.
Görür hasılı var olmuşu ,varı, var olacağı.
Aralanan pencereden süzülür bir düşünce ateşi,
Kapanmadan tutulur akıl,
Kapanmadan vurulur gönül.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!