Noterdamin Cancisina 2 Şiiri - Seyfi Karaca

Sabaha yolculuğu olanların karanlığı göze alması gerekirdi
Ve asit yağmurlarıdır bunlar
İnsanı sevgili diye okuyup yazıyorsa yüreklere köklü kazınmış alfabeden
Kazı koz anlıyorsa ve yaşadıkça yoruldukça bundan cayan insan
Ay gün saati belli değildir
Çamurlu akıyorsa yaşamı doğuran bulanıklığa toprağı deşip, çayırı çiçeğe karıştırıyordur su
Karışmak gerektir çünkü ,
Söyleyip dile getirmek gerekti, ocağı sönmesin solmasın diye hak hukuk dil lisan aşk hece ve lehçe
İnsansa olmak gerektir ölmeden önce , vaziyet böyle olunca, onun başını beladan kurtarmak için beraber gezindiği
Asi ruhlu ve şair,
Grengoire’yle usulen evlidşr Esmeralda, aşığı ise samanlıkta verandada orda şurda burda oynaşırken
Papazın delik delik ettiği yüzbaşı Phoebus’ tur
Ora senin
Bura benim derken,
Yavan dürümcün
İçli kete
Hap torbası
Kılıfsız camsız gözlük
Çanaktaki bayat su kabarcıkları
Parisin yağmurdan ıslanmış süslü kadınları, gösterişli konakları, faytonlu sür sefacıları filan..
Parke taşlı sokaklar,
Peçeteye sarılmış çöplük malzemesi gibi, kendi yaptığı kanunu kendi kaldırırken fransanın Fi tarihindeki kralı
Kiliseye mülteci başvurusunda bulunmuş olsa da , karışık elverişli ortamların has adamı olan rahip Claude Furollo
Askerlerin kapıyı kırıp giremediği kiliseden çareyi çingeneleri kışkırtarak kaçırmalarında bulur, çünkü
Çünkü,
Sokakların yitik kızı ve çiçekliği hep topraksız saksılarda sancıyan sızıların hazin öyküsüdür Esmeralda
Pis işler hep Notre Damın rahibi Furollo’ nun başının altından çıktığı çatlak ve bozuk seslere
Grengoire alet edilmeye dahil
Zibil toplayıp yükleyerek her çelmesine takıldığı ordan burdan kör topal hayat
Büyük çöküşlere sapıp giden başlangıçtır
Güç imkan birlik direnç dayanışma dirlik yol yön yordamsızlıklarla
Çünkü,
Sokakların yitik kızı ve çiçekliği hep topraksız saksılarda sancıyan sızıların hazin öyküsüdür Esmeralda
Hallerinde davranışlarında bir garip
Bir harap
Bir ayaz
Her türlü inansız itibarsız sapkınlık mevcutken dinden bahsedenlerin tuzağına düşmeden..
Ya benimsin ya toprağın işte hendek işte kuyu işte çarmıh ya benimsin
Ya cellada teslim ölümün gibi gibileri soran Furollo’ ya Esmeralda
Ben kimsenin değil sadece yüzbaşının aşkıyım cevabını verince önce zindana yüklerler idama mahkum paketini
Sonra askerlere teslim ederler
Paketin yarısı yenmiş içilmiş bir hayatın
Tabakta öyle ağaçsız meyveler, öyle topraksız tarlasız ıvır zıvır
İçi dopdolu bulutlar aşağısında itfaiyenin hazır vaziyeti
Dikenli telle örülmüş kale kalınlığı duvarların son ziyaretçi görüşü ne Kuasidomo, ne Furollo, ne yüzbaşı, ne Grengoire
Ne in,
Ne cin,
Asılmadan önce Nezarethanedeki annesidir
Çünkü,
Sokakların yitik kızı ve çiçekliği hep topraksız saksılarda sancıyan sızıların hazin öyküsüdür Esmeralda
Etraf ki…
Her zıkkıma hakim gözlem kertiği ve kendi omzuna yaslanmış siperlik gibi
Kül tablasının olduğu yerde pusuya yatmış balkon, vazo, ıvırzıvır
Çünkü,
Sokakların yitik kızı ve çiçekliği hep topraksız saksılarda sancıyan sızıların hazin öyküsüdür Esmeralda
Kuyudaki cesedine satılıp birlikte ölmeye can veren Kuasimodur çığlığı duyulmayan son
Ve bağışıklığını birer birer yitirerek
Akıl sağlığı ortak yaşam değeri ve toplumsal yapısı yağmalanmış yıkılmış
Küçük küçük derinlere tahrip işleyen yıkımınları kendi halinde umursamayıp hafifseyerek önemsize sayılan
Dün hep yarının tekrarıydı böylece
İnsan insana acımasızca mahluklaşıp kıydıkça, hayata hükmeden kokuşma çürüme yozlaşma kopma ve patçalanmaların
Ardı arkası hiç kesilmeksizin yarın dünden de betere saygısız sevgisizliğinden devri daimlere köklü kaynaklı
Sür piyasa tarih tezgahındaki sahnesi ve kısır döngüsü hiç değişmeyen krallar, dalkavuklar kuklalar, sefiller ve soytarılarıyla
Çarşı pazar her yer berbat doku,
Çarkıfelekçi dünya,
Kampanyası kapış kapışa giden cinnet cenabet şeymiş işte

Nisan/25