Şimşekler altında geçerken gençliğim,
Nedir tufandan çektiğim?
Dayanır mı buna dal, budak, can,
Ya, şu biçare insan?
Ruhum yağmur ormanı,
Tel tel ıslanır gözeneklerim.
Açıklara sürüklendiğim,
Bu zulmetten yolun sonunda,
Bilirim “birisi” beni bekler.
*****
Bak, başladı işte nisan yağmuru,
Taşıyor, coşuyor, coşturuyor...
Zemzem misali damlalar,
Bolluğa, berekete, rahmete koşuyor;
Dövüyor camları, çırpınıyor ha bire.
Yorulan gönüllere, susuz kalmışlara,
Su serpmek, can vermek için.
Yeni bir gün doğuyor fakire.
*****
Hey, nisan yağmuru!..
Tabiatın iksiri, yağışların gururu,
Geldin yine mübarek vakitte,
Öptün kuru yaprağı, kurak toprağı,
Kirlerinden arındı ırmaklar.
Doldun sedefe dolar gibi,
Bin inciyle doldu kucaklar.
Çocuksu ruhuma masal oldun.
Bal oldun, sandal oldun, sal olsun,
Kavuşturdun bizi Halil İbrahim sofrasına.
Çok sağ olasın, nisan yağmuru!..
Kayıt Tarihi : 7.4.2018 13:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(Sinada Dergisi'nin 44. sayısında (Yaz 2024) yayınlanmıştır; yıl:11; sayfa:62) ***** (İlk yazılış tarihi: 05/04/1996; Kütahya) (Son tashih zamanı: 19/03/2025; M.Tönge, Isparta)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!