bu nisan başka nisanlara hiç benzemiyor, dedi kız; sessizce geldi, hışımla sürmeye başladı ve nasıl gideceğini bilmiyoruz…mart iç sıkıntılarımızı kabartarak çekip gitti. hiçbir tahminim yok yarınlara , kestirmek zor, demeyi eklemedi.
oysa daha düne değin yazdan kalma bir hava vardı buralarda. Sabahleyin bir kelebeği ötelerden sessizce gelip begonvilin körpe pembe çiçeklerinden birine tutunmaya çalışırken görmüştüm. Derken ilkin bir çise peşinden apansız bastıran kar …
süzülerek düştü erik çiçekleri…
karşıdaki inşaatın son katında çalışan işçiler güçlük içinde, yaktıkları ateşin etrafını çevrelediler. hızını artıran kar tipiye dönüşünce etraf tanınmaz duruma geldi.
sokağın ana caddeye açıldığı köşedeki sedir ağacının gövdesine kendilerini yarı gizlemeye çalışan liseli kız ve oğlanın üzerlerinden adeta bir şelale suyunu boşalmaktaydı.
bu akşam burada saatlerce kalabilmeliydik, dedi oğlan. Biliyor musun şöyle usul usul yürür, şu karşıdaki cafede sapıp; sana bir bardak kahve, kendime çay alırdım, diye söylendi.
kar hiç hız kesmeden sürdürdü yağmasını. karşı komşu kadın sokak kedilerinin olduğu yöne doğru giderken biraz önceki iki karartının yerinde ıssızlık vardı.
kedilere mama koyduktan sonra binaya giriş yapmakta olan kadın dönüp baktı, eteğini biraz yukarı çekti, sol elini havaya kaldırırken başını salladı sadece…
ilkin şuradaki gençleri , sonra da geceyi düşündü kadın. çakarları yanıp sönen bir iki polis otosu sirenlerini sonuna değin açarak ters yöne doğru hızla gittiler.
şehir beyaz örtü altında karanlığa gömülürken kültürpark tarafından ‘’ kurtuluş yok tek başına ,ya hep beraber ya hiç birimiz …’’ sesleri ortalığı yırtıyordu…
19.00 haberlerinde spikerin biri 'İmamoğlu davası 16 Haziran'a ertelendi' diyordu.
sancılı nisan bir sonraki ay’a ulanmanın derdindeydi…
Kayıt Tarihi : 30.4.2025 20:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!