sen gidersen...
gün dolanır, zifiri bir gece olur
buz tutar düşlerim zemherilerde
acılar oğul verir feryat figan...
sen gidersen...
sen gidince yıldızlar ağladı
bir meczup son umut kırıntılarını topladı...
hayatın güvelenmiş yer sofrasından
ışığı söndü gözbebeklerimin
basmadan farkı kalmadı has ipeklerimin
... Şehadetinin 7. yılında Eren Bülbül'e rahmetle...
Gençleşirsin, yaşlanmazsın
Sen hep on beş yaşındasın!
Hep baharsın, kışlanmazsın
Sen hep on beş yaşındasın!
Deryayı özlemeyen ırmak coşkun akamaz
Ne gül ne de karanfil senin gibi kokamaz
Senin kadar yakmadı ne Leyla ne de Şirin
Dünyada hiçbir ateş senin kadar yakamaz
Aşırı hırs, tamah etme!
Senin olan sana gelir
Hasedinden yanıp bitme!
Senin olan sana gelir
Ömrün de bir nakdi vardır
Sen dereyi çok gördün, sana Tuna bıraktım
Usandım nazlarından, seni sana bıraktım
Bu dünyanın encamı böyle gitmez bilesin
Bir gün yakarsın diye sana kına bıraktım
"Abi" deme bana, "Bey" deme bana
Seni sevdiğimin farkında mısın?
Yutkunup yutkunup "Şey!..." deme bana
Seni sevdiğimin farkında mısın?
Kal gönül köşkümde, çıkma ne olur?
BİLLUR BİR AVİZE BURSA’DA ZAMAN
M.NİHAT MALKOÇ
Bursa, Uludağ’ın koynunda uyur her gece. Sağanak yağmurlar emzirir kuruyan toprağını. Masum gözbebeklerinin pırıltısında uyanır her sabah… Bir simitçinin mahmur sesiyle sokaklar gerinir, uyanır derin uykusundan. Kıtlama içilen demli bir çayın huzuru hiçbir şeye değişilmez sabahın kör saatlerinde. Çayla simidin dostluğu sofraların ağır misafiri İskenderi bile kıskandırır. Uludağ doğan güneşe selam durur kristal bakışlarıyla. Zirvedeki bulut göz kırpar asırlık çeşmelerin gümüş işlemeli kurnalarına. Yamaçlara sıkıca tutunan sisler örter tüllerin ardında saklanan emsalsiz güzelliği. Şehrengizler hasedinden dört parçaya bölünür kelimelerin billur fanusunda. Vaktin tenhasında uyur geçmişe dair düşler ve sükûtu öğüten gülüşler... Tepeler çiçeklerle bezenir mor şafakların uykuya daldığı demlerde.
Kaldırımlarında tarihin ayak sesleri saklıdır Bursa’nın. Hüzün sarmaşıkları sarmıştır hatıraların eşiğini. Zamanın beşiğinde sallanır mazinin görkemli saltanatı. Uçsuz bucaksız göklere karışır emek bahçesinde akıtılan terlerin misk ü amber kokusu. Gökkuşağının yedi rengi siner cumbalı evlerin bahçelerine. Ölümü dipdiri kılar soğuk mermer taşlarının ihtişamı. Hicran bir hüzün demeti bırakır yürek kapılarına. Karşılıksız kalır uzaklara gönderilen gül kokulu, hasret yüklü mektuplar… Düşler hüzün elbisesini kuşanır, arz-ı endam ederek süzülür geçmişin kapı aralığından. Yitik güneşler ansızın belirir ufkun ardından. Yara almış hatıralara merhem olur yarına dair düşlerimiz. Koca çınarların gölgesinde soluruz dünün siyah beyaz duygularını. Sebillerden akan berrak sular ruhların kirini süzer kuşatılmış zaman imbiğinden. Esrik duygular gölgelerin eteğine tutuşur vaktin derinliklerinde. Bursa’da zaman büyür.
Ovanın yeşilini, göğün mavisini giyinir genç bir kız edasıyla her sabah Bursa… Ulu çınardan bir iri yaprak düşer… Çınar yine de bir şey kaybetmez gözleri kamaştıran ihtişamından. Ölüm çalar ruhların kilitli kapısını. Tozlu albümlerde kalan yarısı yırtık bir fotoğraf, yaşama dair tek tanığınız olur. Ayaklanır, sımsıcak soluğu kesme taşlara sinen küllenmiş tarih. Toprağının kara bağrında yatar yeşil sarıklı Osman Gaziler, Somuncular, Üftadeler… Mermerlerin nabzından ve âminler yankılanan kubbelerden bir el uzatılır yaşayan fanilere. Tarihe tanıklık etmiş Orhan Camii salâtsız felah olmayacağını haykırır günde beş kez süngü misali minarelerinden. Ruhlar kıyama durur servilerin zikre daldığı aydınlık seherlerde.
Köyde herkes ne sıcaktı
Yüzler güleç, alın aktı
Bu şehirler bizi yaktı
Durup ağıt söyleyeyim
Şehir seni neyleyeyim?
Trabzonlu Şehit Komiser…
…Ahmet Çamur’un aziz ruhuna tazimle…
Vatan darda diye koştun yiğidim! ...
Şanlı bayrağımda al Ahmet Çamur! ...
Ayyıldız altında coştun yiğidim! ...




-
Ahmet Güngör
-
Hamiye Alkış
-
Necmi Ünsal
Tüm YorumlarBir balıkçıymışım karadaki,
üzülmüştüm halbuki,
anana babana derinden
tatlı babanın götünden
Balıklar gelir gider,
önemli olan unutmaktır derinden.
anana gireyim götünden sevmediysen götünden
Antoloji ile tanışalıdan beri M.Nihat Malkoç u çok okudum. Akıcı uslubuyla yazılmış her türlü yazısını takip etmeye çalışıyorum.Güzel,anlaşılır bir dille bilgi dehasını harika bir şekilde kullanarak, Türkiye nin şu anda içinde bulunduğu gerçekleri, bütün açıklığı ile kaleme alabilen ender bir evlat ...
Antolojide yeni tanıdığım şiirleriyle temayüz etmiş ender
şahsiyetlerden biri.
Şiirleriyle ustalığını mısra mısra ortaya döküp sergilemiş
kuvvetli bir kalem.
O'nun şiirlerinde madde ile mananın ahengini görürsünüz.
Selam olsun şair yüreğine...
Selam olsun şair do ...