Aşkın Kadehinde: Bir Seyr-ü Sülûk Mesnevisi
Yedi Makam, Yedi Hâl, Yedi İçsel Durak
Önsöz
Bu mesnevi, aşk yolcusunun gönül kadehinden içtiği manevi şarabın seyrini anlatır. Nihali Tarz’ın mistik ve insan merkezli ruhuyla, her makam bir kalpten diğerine geçiş, her beyit bir hâlin yankısı, her hâl ilahi ve dünyevi aşkın kapısıdır. Aşk, tenin gülüşünden ruhun özlemine, sokaktan semaya uzanır.
Makam 1: Kadeh-i Aşk — Şevk ile Sarhoşluk
Mekân: Meclis-i Âşıkân
Sembol: Şarap Kadehi
Figür: Kadehçi Derviş
Mesnevi:
Gecenin sükûtunda kadeh elimde,
Gülüşün bir şarap, damlar içime.
Bir bakışınla yandı kalbim, ey yâr,
Sarhoş oldum, benlik kaybolur bu ân.
Şerh:
İlk makam, aşkın mecazi hâlidir; Nihal’in gülüşü, şarap gibi ruha dolar. Tasavvufun sekir hali, Nihali Tarz’da insanın kendi derinliğine dalışıyla başlar. Garip’in sadeliğiyle “gecenin sükûtunda” sıradan bir an, İkinci Yeni’nin imgeleriyle “gülüşün şarabı” olur.
Makam 2: Fenâ — Yokluk Şarabı
Mekân: Kuyûb-ı Nefs
Sembol: Kırık Kadeh
Figür: Yokluk Yolcusu
Mesnevi:
Kırık kadehte bir damla, sensizliğin zehri,
Benlik eridi, tenim unuttu kendi esiri.
Dokunuşun ipek, şimdi bir hayal,
Yok oldum, aşkın gölgesinde bir seyyal.
Şerh:
Fenâ, benliğin çözülüşüdür; tasavvufun “fena fillah” hali, Nihali Tarz’da insanın kendi yalnızlığını aşmasıdır. Sensizliğin zehri, aşkın acı tatlı özünü yansıtır. Toplumcu Gerçekçi duyarlılık, “tenim unuttu kendi esiri” dizesinde bireyin toplumsal zincirlerden kurtuluşunu ima eder.
Makam 3: Bekâ — Cemâl ile Dolmak
Mekân: Aynâ-i Cemâl
Sembol: Ayna
Figür: Pervâne Kalp
Mesnevi:
Aynaya baktım, gözlerinle buldum seni,
Her yudum nur, kokun taşır bedeni.
Kalbim pervane, aşkın ateşinde döner,
Seninle tamam, ben sendeyim, ey sevgili.
Şerh:
Bekâ, varlığın sevgilide kaim oluşudur. Nihali Tarz’da, gözler ve koku, biyolojik özlemin mistik yansımasıdır; “gözlerinle buldum seni” dizesi, İkinci Yeni’nin soyut imgeleriyle derinleşir. Tasavvufun cemal tecellisi, insanın kendi derinliğine inanmasıyla birleşir.
Makam 4: Sükût — Harfsiz Aşk
Mekân: Derûn-ı Sükût
Sembol: Mühür
Figür: Suskun Derviş
Mesnevi:
Sustum, ama kalbim fısıldar adını,
Sözsüz bir zikir, taşır ruhum tadını.
Bir sokakta kaybolur sesim, ey yâr,
Sen bir mühür, ben sessizliğin kâr.
Şerh:
Sükût, aşkın kelimesiz hâlidir; tasavvufun zikri, Nihali Tarz’da “sözsüz bir zikir” olur. Garip’in sadeliğiyle “bir sokakta kaybolur sesim” dizesi, sıradan anları kutsal bir sessizliğe taşır. Toplumcu Gerçekçi’nin vicdanı, suskunluğun kolektif bir yansımasını ima eder.
Makam 5: Hasret — Sonsuz Özlem
Mekân: Sarây-ı Hasret
Sembol: Yara
Figür: Ferhat-ı Dervîş
Mesnevi:
Vuslat sandım, ama hasretle doluyum,
Gözyaşım şarap, kadeh kadeh içiyorum.
Gül kanı damlar, yaramda senin izlerin,
Sokaklar fısıldar, yalnızım sensiz şehirde.
Şerh:
Hasret, aşkın bitmeyen sancısıdır. Tasavvufun “ayrılık kamçısı” burada gözyaşı ve gül kanıyla betimlenir. Nihali Tarz, “sokaklar fısıldar” dizesiyle toplumsal yalnızlığı vurgular, Toplumcu Gerçekçi’nin duyarlılığını yansıtır. Hasret, biyolojik özlemin (gözler, yara) mistik bir yansımasıdır.
Makam 6: İnzivâ — Yalnızlığın İçindeki Birlik
Mekân: Halvet Hânesi
Sembol: Pencere
Figür: Zâhid-i Mağara
Mesnevi:
Pencere açtım içime, dünya sustu,
Kokun bir esans, tenimde umut tuttu.
Kalabalıklar uzak, ben senle bir oldum,
Yalnızlıkta buldum, aşkın sırrını duydum.
Şerh:
İnzivâ, yalnızlıkta birleşmedir; tasavvufun halveti, Nihali Tarz’da içsel bir yolculuk olur. “Kokun bir esans” dizesi, biyolojik özlemi mistik bir bağa çevirir. Garip’in sadeliği ve İkinci Yeni’nin imgeleri, yalnızlığın sıradanlığını derin bir birliğe dönüştürür.
Makam 7: Sekr-i Dâim — Uyanık Sarhoşluk
Mekân: Aynâgâh-ı İlâhî
Sembol: Nurdan Kadeh
Figür: Sâkin-i Sekr
Mesnevi:
Nurdan kadehte içtim, ne ben ne zaman,
Her nefeste sen, her ân aşkın tamam.
Gülüşünle başlar, gözlerinle biter yol,
Sonsuzlukta kayboldum, seninle bir whole.
Şerh:
Sekr-i dâim, hem sarhoş hem ayık olmaktır. Nihali Tarz’da, “gülüşünle başlar” dizesi, biyolojik özlemi (gülüş, gözler) ilahi bir vuslata bağlar. Tasavvufun daimi aşk hali, insanın kendi derinliğine inanmasıyla birleşir. Toplumcu Gerçekçi’nin vicdanı, “sonsuzlukta kayboldum” dizesinde kolektif bir birliği ima eder.
Son Söz
Aşk, yedi makamdan geçerek kendini tamamlar.
Her makam, Nihal’in bir bakışı, bir gülüşü, bir kokusudur.
Sokaktan semaya, kalpten kalbe uzanan bu yol,
İnsanın kendi Tanrı’sını inşa ettiği bir sırdır.
Ey yolcu, kadehinden iç, aşkın hakikatini bul,
Ve unutma: Seninle başlar, seninle tamamlanır her yol.
Kayıt Tarihi : 31.7.2025 21:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!