Kapıyı açıyorum, ev sensizliğe körkütük
Anıların her biri bir tarafta, hepsinin boynu bükük
Sen yoksun ya, uzanıyorum yatağıma ışıklar sönük
İçiyorum en acısından sensizliği, hicran ağır yük...
Umut ateşe atılır mı?
Aşka yalan katılır mı?
Dostluk düşmanla yapılır mı?
Lazım değil, sevme beni
Çiçek ezsen yeşerir mi?
Gül kurusu bir akşamın koynunda günahlar
Dudağında sevdiğim nar tanelerinin kızıllığı
Kadehime yorgun bekleyişin matemi çökmüş
Nereye baksam şairane, hayaline bürünmüş...
Alıp başımı gideceğim senin olmadığın bir yere
Küskünlüğüm kalacak ayak bastığın caddelerde
Belki, dalıp dalıp gideceksin tenha köşelerde
Anılar yığılacak gazeller gibi yüreğine
Buz parçası olup eriyeceğim ellerinde
Hani yıldız kayar ya göklerde;
Sevdan, yağmur sonrası burcu burcu kokan toprak
Geceyi kovalayan güneş koynumda çırılçıplak
Yanacakmışım, yanayım, sen yak!
Küllerim dağılsın çağlayan tepelerine
Kirpiğim saplansın dağların eteklerine
Gümüş renkli balıklar oynaşsın kalbimin kuyusunda
Bilmezsin sevdanın çaresiz yangınlarını
Yürekten sevmedin, sevemezsin sen!
Bilmezsin dinmeyen yürek sancılarını
Gönülden sevmedin, sevemezsin sen!
Tek bir söz söylemeden çekip giderken,
Aramızdaki büyü bozuldu biliyorsun
Sen uslanmaz yıkıcı
Ben uslanmaz yapıcı
İyi niyetlerimi bugün ateşe verdim
Giden benden gitti.Olsun...
Arkası yarınlar yok artık
'Tutma' dedim elimden, çıkıp durma karşıma
Başımda türlü bela, kıyamam bil ki sana
Kısmet değil bilirim mutluluk dedikleri
Umudumu tüketti kaderin ettikleri
Kaçtım senden uzağa, anlamadın halimden
Hayattan ellerini çekip giderken
O çocuk gözlerimde hüzünler kaldı
Avluda tahta sandık, sen içindeyken
Kefeninde al kanlar elimde kaldı...
Böyle doğmamalıydı o sabah güneş
'Gel' dersin gelirim pişman edersin
'Git' dersin giderim lafını yersin
Ne benle, ne bensiz olamıyorsun
Yaşın otuz oldu büyümüyorsun...
Sevdiğine sahip çıkamıyorsun
merhaba şiirleriniz çok güzel
size bir sorum olacak bestelenen şiiriniz varmı hiç