El yıkandı; 'güğüm' çöktü
Hak yolunda "kahya" dedem
Hüseyni'ne yaşlar döktü
Hak mihmanı Yahya dedem
Gelirdi de hanemize
Kirli hesapların sonu gelince
Her sabaha güneş farklı doğacak
Şavkı vurup şafakları delince
Al ufuklar karanlığı boğacak
İşte o gün her şey güzel olacak
Har vurup harmanı savuruyorken
Bir kuru ot yolmaz hesapsız adam
Kör ateşte yağı kavuruyorken
Üçü beşi bilmez hesapsız adam
Aklı havalarda gezip tozuyor
Aç gayrı gözünü şöyle bir bakın
Bak esen rüzgâra kentlerde kırda
Ters niyet yok yanlış anlama sakın
İki cengaver bak bezden çadırda
Anadolu'm bağrı yanmış yanmakta
Yarıldıkça bağrı yüce dağların
Para canavarı pusmuş bekliyor
Deşildikçe döşü yeşil bağların
Yetkili zümreler susmuş bekliyor
Yabancı sermaye aşikar olmuş
Lanet olsun soyuna
İnme insin boyuna
Bunamıştan toyuna
İlim ilim İnile
Hatır bilmesin torun
Gördük ‘marifet’i, ‘tarikat’ ile
Hünkârdan öğütler aldık da geldik
Erdik ‘şeriat’a, ‘hakikat’ ile
İlim deryasına daldık da geldik
Pir Hacı Bektaş’ım bir ulu katta
Savaşın ardı puslu, dağlar ıssız, dal kırgın!
Gözler nemli, dil susmuş, köyler sessiz, il durgun
Kin kusmuş cerahatler, yurt nefessiz, yol yorgun
Hatay işgal altında, şehri almış bir sancı!
İlk kurşun ilk kıvılcım, Dörtyol zafer kıvancı
Batı hem Doğusu, bütün dünya deniyor
Virüsü sabunlu su, arıtarak yeniyor
Buymuş işin doğrusu, günlerdir hep deniyor:
Erzakları alınız, illa 'EVDE KAL'ınız❗
Denilene uyunuz, kuralları yıkmadan
Kızıldağ'ın yamacından
Dere dere öbek öbek
İmranlı'nın başucundan
Doğuyor bir kızıl bebek
Kelebekler uçurarak




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!