Karanlık duvara dönmüş yüzünü
Maden ocağını yardıkça yarmış
Ta ezelden cellat dikmiş gözünü
Ecel etrafını sardıkça sarmış
Teri karıştıkça kara kömüre
Halk Ekmeğin kuyruğunda
Hele bak bi hele karna
Yardım sesi duyduğunda
Koşarak gelir makarna
Hele bak karna der iken
Hele bak devrana savrulmuş gider
Yurdu yuvasını bozan bozana
Tutuşmuş ömrümüz kavrulmuş gider
Öfkeyi kuşanıp kızan kızana
Kimi gurbet elde uzak diyarda
Yaslamış sırtını yosunlu taşa
Sırtlanlara bu memleket dar demiş
Direnmiş ayaza aldırmaz kışa
Mehmetçik her yerde her an var demiş
İstiklal Marşıyla atmış yüreği
Türk neferler dikmiş şahin bakışı
Parçalar düşmanı pençe takışı
Ne kar boran dinler ne soğuk kışı
Bu millet bu bayrak, vatan aşkına
Savrulur ateşler, dağlar yarılır
Dört gece beş gündüzün, öyküsü bu evladım
Son bulsun diye hüzün, bak ne yaptı ecdadım
Vatan, tekrar doğarken o gün bir başka cephe
Karanlığı boğarken, parladı Kocatepe
Ağustos yirmi iki, yirmi altıncı fecir
Açlıktan Onbeşbin ölürken her gün
Çocuklar hiç akla gelmiyor dayı
Korona virüsü çıkıyor bir gün
Suratlar maskeli gülmüyor dayı
Dolaşmış dünyayı sinsi mi sinsi
KÖYLÜ RECEP
Ey rahmet bildiğimiz! Sulusepken düşen kar
Neyi beklersin acep, yağacaksan yağ gayrı
Eyvallah Yaradan'a, lakin herşey aşikar
Bekler bak köylü Recep, yağacaksan yağ gayrı
Halkına dönmüş yüzünü
Haykırır şehirde kırda
Cesurca söyler sözünü
Selam olsun Enginyurt'a
Doğal her zaman her hali
Kör kuyuda kalmaz naçar
Can nefeste bulur fayda
Enkazlar da çiçek açar
Biri Elif biri Ayda
Yerle bir olurken bina




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!