Bölüm I - İnsanın Değeri
Orada, tam şu köşede bir adam yatıyor
Üç çocuk babası, iş sahibi, mutlu bir adam
Yüreği kan ağlıyor
Rengi solmuş gözleriyle bakıp gördüğü
Birkaç insan, dakikalar önce tanıştığı
Onlar getirdiler ölümünü
Ne kıyafetlerin kana bulanmasına, ne paraya üzülüyor
Çocukları ve karısı tek endişesi
Onsuz ne yaparlar ki?
Bıçak yarasından çok, farkına varış şu acı
Çocuklarına nasıl caddeler bıraktığı
Ölümü oldu burası iş çıkışı
Cenneti düşünmeden beddualar yağdırdı
Bu İstanbul caddelerini cehenneme çevirenlere
Kendini mahveden tinercilere ise sadece acıdı
Ne de olsa kendisine de başka şans tanınmadı
Bölüm II - Seyrederken Bu Yokoluşu
Bir resim çizmeye başladı
Boğaz manzaralı evinden bir ressam
Elinde cıvıl cıvıl renkler ve fırça
Aktardı tuvale bir resmi aklından
Uçsuz bucaksız bir yeşil çizdi
Masmavi bir gök kondurdu tepesine
Yeşile çalan rengiyle güzel bir deniz
Süsledi tuvalini baştan sona
Aslında unuttu suyunu değiştirmeyi fırçanın
Bir resme dalmanın heyecanı işte
Karıştırdı bütün renkleri, bozuk bir renkti sonucu
O, farketmeden onu kullanmıştı
Çaktığında yaptığı hatayı bitmişti her yer
Böyle bir şey yaptığı için bağırdı kendine
İçinin sıkıntısıyla camdan bakmaya gitti boğaza
İçi burkuldu, fakat sevindi gördüğü manzara karşısında
Deniz bulamaç rengiydi atıklarla
Gök, kuşlara yuva olamayacak kadar kirli
Yeşil denen şey kel bir insan kafası gibi
Ölü renklerin tonlarıyla fethedilmişti
Çevirdi arkasını resmin hüzünle
'Böyle Gidiyor Elimizden İstanbul'du artık adı
Hayallerindeki İstanbul yokolmuştu adeta
Bu halktı onu elinden alan, yerine çöp koyan
Bölüm III - Anlat Bana Dede
Anlat bana dede, dedi çocuğun biri
Anlattı eski günlerin ona bıraktıklarını dedesi
Dinledi saatlerce eski İstanbul'un tasvirlerini
Ayağa kalktı, cama gitti
Ben İstanbul'u sordum dede
Cenneti değil dedi
-Bu binalar neden yüksek, dedi çocuk
-Göklerimizi elimizden almak için
-Bu insanlar neden bu kadar sorumsuz?
-Güzelin değeri elden gidince gelirmiş
-Bu evler kör mimarın mı elinden çıkmış, değil mi?
-Onlar yeşili gözlerimizden silip atmak için geldi
-Biri bir şey yapamaz mıydı dede?
Gözlerini kapattı dede acıyla, bir dakikalığına
-Vakit bizim için geçti, sizleri iyi eğitmek lazım
-Dede, ben senin İstanbul'unda yaşamak istiyorum
Beni oralara götür, yalvarırım
Yıldızlarla bu şehirde tanışmak istiyorum
Aya dokunmak yalnız gecelerimde...
Bölüm IV - Ah İstanbul
Seneler sonra babamın ölümünden
Şu insanlara utanç dolu gözlerle bakıyorum
Onlarda utanıyorum yaptıkları için
Bir güzelliği bu kadar berbat edebiliyorlar
Duvardaki resme dalmışken aynı duygular
Dolaşıyor vücudumda, özlem duyulan zamanlar
Gerek babama, gerek şu cennete,
Veya dedemin eskileri tasvir edişine
Erken yaşta olgunlaştırdı bu şehir beni
Ailem için çalıştım, savaştım, öğrendim
Onları en zor zamanlardan taşıdım
Şimdi ise yirmilerinde bir insanım
Bu şehre kızamam, onun bir suçu yok
Hiçbir değer biçemeyen insanlarda kabahat
Ve daha da kemirmelerini izliyorum yolsuzluklarla
Tekerlekli sandalyemde, çaresiz
Kayıt Tarihi : 28.4.2005 08:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!