Unutulur mu tandırda ekmek pişirmek,
Odunlarla, tezeklerle ısınmak…
Kil ile banyo yapıp,
Yer sofrasına umutla bağdaş kurmak…
Bağ bellemek,
Pancar tarlasında çapa yapmak….
Ayranı sıcaklarda kafaya dikip
Löpürdederek içmek…
Kadın başımızla davar gütmek,
Tarlaya azık götürmek...
İnek sağmak sabahın köründe,
Bin bir zahmetle ahırı kürümek,
Çatal aşı, tırtaşı, toyhaşı karıştırmak,
Dokuz taş oynamak kış günleri evlerde…
Yaz akşamları gece yarılarına kadar
Hedik kaynatmak kapkara kazanlarda…
Düğün, derneklerde çektiğimiz halaylar,
Kaynana karşısında esas duruşta beklemeler…
Mercimek tarlasında, burçak tarlasında
Gelin olmalar…
Unutulur mu harmanımız, hasatımız,
Kuru soğanla bulgur pilavını yerken ki ağız tadımız…
Turşu vuruşumuz kocaman kocaman küplere,
Yayık ayranıyla birlikte anılan adımız…
Unutulur mu halı dokurken,
Hasır örerken yaşanan mutlu günler,
Beş yıl, on yıl nişanlı kaldıktan sonra,
Bir hafta boyu devam eden davullu zurnalı düğünler…
Kayıt Tarihi : 23.9.2008 20:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!