Sen, ılıman iklimlerin düş sevdası, göğsümdeki hicaz bekleyişlerin gül destesi
Sen düşünüşlerimin madımak seherlerinde, yorgun umutlarımın kayıp hazinesi
Sen bedevi tutkularımın çöllerinde yangın iklimim, gövdemdeki aşkın poleni
Sen dilimdeki ahraz türküm, unutulmuş ve talan coşkularımın arzulu ruleti
Birbiri peşi sıra koparılan takvim yapraklarının öyküsüdür hayat, kimi bir ateşe can verir, kimi de sularla sevişerek denizlere bir günün öyküsünü serpiştirir. O yüce derinliklerin gizeminde, yaşamın parmak izlerinde hep yapayalnızlığımızın ve hüzün savan düş açılımlarımızın yankısı vardır. Sözler imlasız haykırışlarla usumuzdan yuvarlanır ve asıl yerini unutur, ama hayat değişken bir mevsimdir gülüm, hoyrat ruhumuzu okşayarak er geç karşılığını bulur.
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun