Öyle bir olay yaşarsın ki… Hayatın alt üst olur… Aslında baktığında hayatın devam ediyordur… belki daha bile iyi devam ediyordur…. Ama sen alt üst olmuşsundur…. Çünkü kırılmışsındır…
Kırgınlık öyle bir şeydir ki…. Tarifi çok zor bir şey… Tamamen duygularına, hissiyatına yönelik bir durumdur… birisi adeta eline bir bıçak almış ve canlı canlı yüreğini kesmiştir…. Kesik acıyordur, yanıyordur, kanıyordur ve sen hiçbir şey yapamıyorsun, o acıyı dindiremiyorsundur…
Sesin soluğun kesilir… Cevaplarını yutarsın… Anca şaşkınlıkla izlersin olup bitenleri… Ve görürsün ki bu duyguları bir sen hissediyorsun…. Karşı tarafın hayatı aynen devam ediyor…
Canın çok acır… Çok yıpranırsın… Çok ağlarsın… Neden? Neden? Neden diye düşünüp durursun… Bu acı hiç geçmeyecek sanırsın…. Çok yıpranırsın çok…. Hak etmediğini düşünürsün… Ki emin ol hak etmemişsindir de… Hak etmiş olsaydın için bu kadar acımazdı…
Aylar geçer ve sen düzelmezsin… Ta ki bir gün bu benim yüreğim… Benden başka kimse tamir edemez yüreğimi diyene kadar… Sonra eline alırsın tentürdiyotlu bir bez, başlarsın yaranı silmeye… Yara yanar, ağlarsın, kıvranırsın ama vazgeçmeden silersin…. Yorulmuşsundur… Canın tekrar çok acımıştır…. Adeta gözlerindeki yaşlar tükenmiştir… Ama vazgeçmezsin…. Kanı iyicene temizledikten sonra alırsın kalın bir bez ve sırtından başlayarak yüreğini sarmaya başlarsın ki artık kanamasın….
Bir süre bu bezle gezersin… Sonra bir cesaret bezi çıkartırsın…. Elin ayağın titrer acaba yine kanayacak mı diye… ve görürsün ki artık kanamıyor…ama orada kocaman bir iz var…. Yıllar içinde azalsa bile asla geçmeyecek bir iz…. Ve anlarsın ki kırgınlık son saniyelerine kadar seninle kalacaktır…. Seninle yaşayacak, nefes alacak, yemek yiyecek, yaşlanacak….
İşte o an anlarsın…. Bu kırgınlığın nedenini anlarsın…. Seni kıran kişiyi o kadar çok sevdin ve değer verdin ki… onun seni sevmediği ve sana değer vermediği kadar… Belki de hiç kimsenin onu sevmediği ve değer vermediği kadar… İnsan sevmediği, değer vermediği birisine kırılamaz ki… Anca kızar…. Kızgınlık ise anlıktır, parlarsın ve geçer… Kırgınlık gibi ömürlük değildir… . Ve öğrenirsin…. Kimseyi hak etmediğinden fazla sevmemeği, değer vermemeği, sana davrandığı gibi ona davranmayı… ve her ne kadar yakın olursanız olun, her an herkesin gidebileceğini ….. Öğrenirsin herkesten ve her şeyden önce kendini sevmeyi ve değer vermeyi…
Sonra affedersin… Evet seni bu denli kıran kişiyi affedersin… Çünkü aslında sen onun seni kırmasına izin verdin….
Ve son olarak teşekkür edersin… Çünkü bu kırgınlığın sonucunda bir daha asla kırılmamayı ve en önemlisi önce kendini sevmeyi öğrendin…
Teşekkürler K ı r g ı n l ı k
Öyle bir olay yaşarsın ki… Hayatın alt üst olur… Aslında baktığında hayatın devam ediyordur… belki daha bile iyi devam ediyordur…. Ama sen alt üst olmuşsundur…. Çünkü kırılmışsındır…
Kırgınlık öyle bir şeydir ki…. Tarifi çok zor bir şey… Tamamen duygularına, hissiyatına yönelik bir durumdur… birisi adeta eline bir bıçak almış ve canlı canlı yüreğini kesmiştir…. Kesik acıyordur, yanıyordur, kanıyordur ve sen hiçbir şey yapamıyorsun, o acıyı dindiremiyorsundur…
Sesin soluğun kesilir… Cevaplarını yutarsın… Anca şaşkınlıkla izlersin olup bitenleri… Ve görürsün ki bu duyguları bir sen hissediyorsun…. Karşı tarafın hayatı aynen devam ediyor…
Canın çok acır… Çok yıpranırsın… Çok ağlarsın… Neden? Neden? Neden diye düşünüp durursun… Bu acı hiç geçmeyecek sanırsın…. Çok yıpranırsın çok…. Hak etmediğini düşünürsün… Ki emin ol hak etmemişsindir de… Hak etmiş olsaydın için bu kadar acımazdı…
Aylar geçer ve sen düzelmezsin… Ta ki bir gün bu benim yüreğim… Benden başka kimse tamir edemez yüreğimi diyene kadar… Sonra eline alırsın tentürdiyotlu bir bez, başlarsın yaranı silmeye… Yara yanar, ağlarsın, kıvranırsın ama vazgeçmeden silersin…. Yorulmuşsundur… Canın tekrar çok acımıştır…. Adeta gözlerindeki yaşlar tükenmiştir… Ama vazgeçmezsin…. Kanı iyicene temizledikten sonra alırsın kalın bir bez ve sırtından başlayarak yüreğini sarmaya başlarsın ki artık kanamasın….
Bir süre bu bezle gezersin… Sonra bir cesaret bezi çıkartırsın…. Elin ayağın titrer acaba yine kanayacak mı diye… ve görürsün ki artık kanamıyor…ama orada kocaman bir iz var…. Yıllar içinde azalsa bile asla geçmeyecek bir iz…. Ve anlarsın ki kırgınlık son saniyelerine kadar seninle kalacaktır…. Seninle yaşayacak, nefes alacak, yemek yiyecek, yaşlanacak….
İşte o an anlarsın…. Bu kırgınlığın nedenini anlarsın…. Seni kıran kişiyi o kadar çok sevdin ve değer verdin ki… onun seni sevmediği ve sana değer vermediği kadar… Belki de hiç kimsenin onu sevmediği ve değer vermediği kadar… İnsan sevmediği, değer vermediği birisine kırılamaz ki… Anca kızar…. Kızgınlık ise anlıktır, parlarsın ve geçer… Kırgınlık gibi ömürlük değildir…
.
Ve öğrenirsin…. Kimseyi hak etmediğinden fazla sevmemeği, değer vermemeği, sana davrandığı gibi ona davranmayı… ve her ne kadar yakın olursanız olun, her an herkesin gidebileceğini ….. Öğrenirsin herkesten ve her şeyden önce kendini sevmeyi ve değer vermeyi…
Sonra affedersin… Evet seni bu denli kıran kişiyi affedersin… Çünkü aslında sen onun seni kırmasına izin verdin….
Ve son olarak teşekkür edersin… Çünkü bu kırgınlığın sonucunda bir daha asla kırılmamayı ve en önemlisi önce kendini sevmeyi öğrendin…
Gelişmici Kız