Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor: “Resûlullah (as) buyurdular ki: Hz. Adem’in yaşı kırk yıl eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Âdem (a.s) ona: “Yani benim ömrümden kırk yıl geride kalmadı mı?” dedi. Melek: “İyi ama, dedi, sen onu oğlun Dâvud’a vermedin mi?” Âdem inkâr etti, zürriyeti de inkâr etti.” (Kütüb-i Sitte 614 C.3 S. 488 B. 1998 alıntısı, Tirmizî, Tefsir, A’raf, (3078) Neden uydurulmuş olduğunu anlayamadığım bir hadis büyük ihtimalle malum âlimler bir ihtiyaç duydukları konuda üretmiş olma ihtimali var. İhtiyaç olmadığı için bir kenarda kalmış yetim bir hadis diyelim.
Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: “Her kim Muhammed Rabbini gördü derse yalan söylemiştir. Zira Allah, ‘Gözler O’nu göremez...’ (En’âm, 6/103)buyurmaktadır.”
Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ben dünyada ve âhirette Meryem oğlu İsa’ya insanların en yakın olanıyım. Peygamberler, ataları bir, anneleri ayrı kardeştirler. Dinleri ise tektir.”
Mucâhid dedi ki: "Bir de onunla cinnler arasında bir hısımlık uydurdular" (es-sâffât: ıss) kavlindeki neseb iddiası, Mekke müşriklerinin "Melekler Allah'ın kızlarıdır. Meleklerin anaları da cinnlerin ulularının kızlarıdır" sözleridir. Allah (bu çir kin iddiayı reddederek, âyetin devamında) "And olsun ki, cinnler dahî onların behemahal (cehen neme) zorla getirileceklerini pek 1036/17823 iyi bilmişlerdir'1'' buyurdu. Yânî hesaba çekilmek için hazır edilecekler.
-.......Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre(R)'den haber verdi ki Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir günde yüz kerre Lâ il ahe illellahu vahdehû lâ şerike lehu, LehuH-mülkü ve lehu'l-ham du ve huve alâ kullîşeyin kadîr der se, o kimseye on köle âzâdla manın sevabı verilir. Ve ona yüz hasene yazılır, yüz günâh ondan silinir. Ve bu dua o mü'mine dua 1030/17823 ettiği gününde, o günün akşamına kadar şeytân şerrinden bir emînlik ve koruma olur. Bundan daha çok yapan kişi müstesna, hiçbir kimse onun söylediğinden daha faziletl isini getirmemiştir" [116] .
.......Bize Hişâm, babası Urve'den haber verdi ki, Âişe (R) şöyle demiştir: Uhud harbi günü olunca müşriklerin bozuldu. Bu sırada İblîs: cebhesi) — Ey Allah'ın kulları! Sizden geri kalmış olup arkanızda bulun an kimselerden sakının (yâhud on ları Öldürün)! diye haykırdı. 1026/17823 Bu bağırma üzerine müslümân ların önde bulunanları arkalarına döndüler (de onları müşrikler san arak) ön taife ile arka taife birbirleriyle vuruştular. Bu vur uşma sırasında Huzeyfe ilerisine doğru baktı ve birden babası el Yemân'ı gördü. Hemen: —Ey Allah'ın kullan! (Âmân ne yapıyorsunuz?) Babamdır, babam dır! diye bağırdı. Fakat Allah'a yemîn olsun onlar Yemân'dan7vazgeçmediler ve ni hayet onu öldürdüler. Huzeyfe bu hatâen öldürmeye karşı: — Sizi Allah mağfiret etsin. O, merhamet edenlerin en 1027/17823 merhametlisidir" (Yûsuf: 92) de mekle yetindi. Urvetu'bnu'z-Zubeyr: Artık Huzeyfe'de tâ Allah'a kavuşuncaya kadar babasının ölümünden dolayı bir hayır bakıyyesi var olmakta devam etti (yâhud o, babasının kaatili için duâ ve istiğfara devam edip durdu), demiştir [113] .
Canım sevgilim günaydın, masmavi denizin beyaz köpük köpük dalgalarının sesini dinle. Bakalım sana hangi güzel sözleri söyleyecekler? Şöyle başlıyorlar: Umudum, dünyam, yağmurum, rüzgârım, fırtınam, son noktam, kalbim, ateşim, güneşim, yüzümü güldürenim, gönlümü fethedenim, canım sevgilim, Seni çok çok çok ama çok seviyorum sadece seni, tıpkı senin de beni çok sevdiğin gibi sadece beni. Sen benimsim ben de senin. Öpüyorum güzel sözlerinden, hislerinden, bana olan sevginden, güzel dudaklarından. … :)
Ben bir aslanım dişi, Ve oldukça vahşi. Eğer görüyorsan aslanın dişlerini, Sakın düşünme sana gülümsediğini, Demiş Arap şair El Mutanabbi. Aslanlar kükrer, yılanlar tıslar, Herkes doğasını yaşar. Bir de şeytanlar var, Onlara edilir dünya dar. Sevgilimin dünyasında sadece bana yer var. O sadece bana yâr. Sevgilimde gözü olan dünyada cehennemi yaşar.
.......İbn Şihâb şöyle dedi: Bana Urve ibnu'z-Zubeyr haber verdi ki, Peygamber'in zevcesi Âişe (R) şöyle demiştir: Ben babamla anamın İslâm Dîni'ni dîn edinmiş hâllerinden başka bir hâlde yaşadıklarını hiç hatır lamadım. O zamanlarda bir günümüz geçmezdi ki, o günde gündüzün iki tarafında sabah ve akşam vakitlerinde Rasûlullah (S) bize gelmemiş olsun... Bir gün biz zeval vaktinin ilk saatinde 2891/17823 (yânî en sıcak zamanda) Ebû Bekr'in evinde oturuyorduk. Ev halkından biri: — İşte Rasûlullah! Bize gelmesi âdeti olmayan bir saatte geliyor, dedi. Ebû Bekr de: — O'nubusaatte ancak mühim bir iş getirmiştir! dedi. (Âişe dedi ki: Rasûlullah geldi, izin istedi, buyurun denildi, içeri girdi) ve: — "Bana (Mekke'den Medine'ye) çıkmam hususunda izin verilmiştir" buyurdu [108] .
.......Bana Atâ ibn Rebâh, Câbir(R)'den haber verdi ki, Pey gamber (S) şöyle buyurmuştur: "(Güneş batıp) gece karanlığı 1015/17823 geldiği yâhud gecenin bir kısmı hâsıl olduğu zaman çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) men' ediniz. Çünkü şeytânlar o sırada dağılırlar (faaliyete geçerler). Yatsıdan bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuk larınızı (evinize) koyunuz. Ey mü'min, o zaman Allah'ın ismini an. BismVîlâhVr-rahmânVr-rahîm diyerek kapını kapat. Besmele ile kandilini söndür. Su kırbanın ağzını Besmele ile bağla. Yine Besmele ile kap kaçağım kapat, ört; velev ki o kap üzerine enine (tahta parçası gibi) birşey korsun!"
Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor:
“Resûlullah (as) buyurdular ki: Hz. Adem’in yaşı kırk yıl
eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Âdem (a.s)
ona: “Yani benim ömrümden kırk yıl geride kalmadı mı?” dedi.
Melek: “İyi ama, dedi, sen onu oğlun Dâvud’a vermedin mi?”
Âdem inkâr etti, zürriyeti de inkâr etti.”
(Kütüb-i Sitte 614 C.3 S. 488 B. 1998 alıntısı, Tirmizî, Tefsir, A’raf,
(3078)
Neden uydurulmuş olduğunu anlayamadığım bir hadis
büyük ihtimalle malum âlimler bir ihtiyaç duydukları konuda
üretmiş olma ihtimali var. İhtiyaç olmadığı için bir kenarda
kalmış yetim bir hadis diyelim.
SAKLANAN HADİSLER
Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: “Her kim Muhammed Rabbini gördü derse yalan söylemiştir. Zira Allah, ‘Gözler O’nu göremez...’ (En’âm, 6/103)buyurmaktadır.”
EVET
YANİ O YÜZDEN Mİ BU KONUDA BİR KONU DEĞİŞMİŞTİR?
BU DA YOK BİZDE DE.
Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Ben dünyada ve âhirette Meryem oğlu İsa’ya insanların en yakın olanıyım. Peygamberler, ataları bir,
anneleri ayrı kardeştirler. Dinleri ise tektir.”
Mucâhid dedi ki:
"Bir de onunla cinnler arasında
bir hısımlık uydurdular" (es-sâffât:
ıss)
kavlindeki neseb iddiası,
Mekke müşriklerinin "Melekler
Allah'ın
kızlarıdır.
Meleklerin
anaları da cinnlerin ulularının
kızlarıdır" sözleridir. Allah (bu çir
kin iddiayı reddederek, âyetin
devamında) "And olsun ki, cinnler
dahî onların behemahal (cehen
neme) zorla getirileceklerini pek
1036/17823
iyi bilmişlerdir'1'' buyurdu. Yânî
hesaba çekilmek için hazır
edilecekler.
-.......Ebû Salih'ten; o da Ebû
Hureyre(R)'den haber verdi ki
Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur:
"Her kim bir günde yüz kerre Lâ il
ahe illellahu vahdehû lâ şerike
lehu, LehuH-mülkü ve lehu'l-ham
du ve huve alâ kullîşeyin kadîr der
se, o kimseye on köle âzâdla
manın sevabı verilir. Ve ona yüz
hasene yazılır, yüz günâh ondan
silinir. Ve bu dua o mü'mine dua
1030/17823
ettiği gününde, o günün akşamına
kadar şeytân şerrinden bir emînlik
ve koruma olur. Bundan daha çok
yapan kişi müstesna, hiçbir kimse
onun söylediğinden daha faziletl
isini getirmemiştir" [116]
.
.......Bize
Hişâm, babası
Urve'den haber verdi ki, Âişe (R)
şöyle demiştir: Uhud harbi günü
olunca
müşriklerin
bozuldu. Bu sırada İblîs:
cebhesi)
— Ey Allah'ın kulları! Sizden
geri kalmış olup arkanızda bulun
an kimselerden sakının (yâhud on
ları Öldürün)! diye haykırdı.
1026/17823
Bu bağırma üzerine müslümân
ların önde bulunanları arkalarına
döndüler (de onları müşrikler san
arak) ön taife ile arka taife
birbirleriyle vuruştular. Bu vur
uşma sırasında Huzeyfe ilerisine
doğru baktı ve birden babası el
Yemân'ı gördü. Hemen:
—Ey Allah'ın kullan! (Âmân ne
yapıyorsunuz?) Babamdır, babam
dır! diye bağırdı.
Fakat Allah'a yemîn olsun onlar
Yemân'dan7vazgeçmediler ve ni
hayet onu öldürdüler. Huzeyfe bu
hatâen öldürmeye karşı:
— Sizi Allah mağfiret etsin. O,
merhamet
edenlerin
en
1027/17823
merhametlisidir" (Yûsuf: 92) de
mekle yetindi.
Urvetu'bnu'z-Zubeyr:
Artık
Huzeyfe'de tâ Allah'a kavuşuncaya
kadar babasının ölümünden dolayı
bir hayır bakıyyesi var olmakta
devam etti (yâhud o, babasının
kaatili için duâ ve istiğfara devam
edip durdu), demiştir [113]
.
Canım sevgilim günaydın,
masmavi denizin beyaz köpük köpük dalgalarının
sesini dinle. Bakalım sana hangi güzel sözleri söyleyecekler?
Şöyle başlıyorlar:
Umudum, dünyam, yağmurum, rüzgârım, fırtınam, son noktam,
kalbim, ateşim, güneşim, yüzümü güldürenim,
gönlümü fethedenim, canım sevgilim,
Seni çok çok çok ama çok seviyorum sadece seni,
tıpkı senin de beni çok sevdiğin gibi sadece beni.
Sen benimsim ben de senin.
Öpüyorum güzel sözlerinden, hislerinden, bana olan sevginden,
güzel dudaklarından.
… :)
Dişi Aslan
Ben bir aslanım dişi,
Ve oldukça vahşi.
Eğer görüyorsan aslanın dişlerini,
Sakın düşünme sana gülümsediğini,
Demiş Arap şair El Mutanabbi.
Aslanlar kükrer, yılanlar tıslar,
Herkes doğasını yaşar.
Bir de şeytanlar var,
Onlara edilir dünya dar.
Sevgilimin dünyasında sadece bana yer var.
O sadece bana yâr.
Sevgilimde gözü olan dünyada cehennemi yaşar.
Güliz Ardilli
8 Mart 2025 7:55 İstanbul
.......İbn Şihâb şöyle dedi:
Bana Urve ibnu'z-Zubeyr haber verdi
ki, Peygamber'in zevcesi Âişe (R)
şöyle demiştir: Ben babamla anamın
İslâm Dîni'ni dîn edinmiş hâllerinden
başka bir hâlde yaşadıklarını hiç hatır
lamadım. O zamanlarda bir günümüz
geçmezdi ki, o günde gündüzün iki
tarafında sabah ve akşam vakitlerinde
Rasûlullah (S) bize gelmemiş olsun...
Bir gün biz zeval vaktinin ilk saatinde
2891/17823
(yânî en sıcak zamanda) Ebû Bekr'in
evinde oturuyorduk. Ev halkından
biri:
— İşte Rasûlullah! Bize gelmesi
âdeti olmayan bir saatte geliyor, dedi.
Ebû Bekr de:
— O'nubusaatte ancak mühim bir
iş getirmiştir! dedi.
(Âişe dedi ki: Rasûlullah geldi, izin
istedi, buyurun denildi, içeri girdi) ve:
— "Bana (Mekke'den Medine'ye)
çıkmam hususunda izin verilmiştir"
buyurdu [108]
.
.......Bana Atâ ibn Rebâh,
Câbir(R)'den haber verdi ki, Pey
gamber (S) şöyle buyurmuştur:
"(Güneş batıp) gece karanlığı
1015/17823
geldiği yâhud gecenin bir kısmı
hâsıl olduğu zaman çocuklarınızı
(dışarı çıkmaktan) men' ediniz.
Çünkü şeytânlar o sırada dağılırlar
(faaliyete geçerler). Yatsıdan bir
saat geçince de (dışarıdaki) çocuk
larınızı (evinize) koyunuz. Ey
mü'min, o zaman Allah'ın ismini
an. BismVîlâhVr-rahmânVr-rahîm
diyerek kapını kapat. Besmele ile
kandilini söndür. Su kırbanın
ağzını Besmele ile bağla. Yine
Besmele ile kap kaçağım kapat,
ört; velev ki o kap üzerine enine
(tahta parçası gibi) birşey korsun!"