Artık dokunmayın bana, anmak istemiyorum.
Ne dünümü, ne de geçip giden gençliğimi.
Bıktım peşinden koşmaktan, şimdi aramıyorum.
Yorgun dizlerimin üzerinde, dünsüz ve yarınsız bekliyorum.
Ne yazık ki önemi kalmadı, kayıpla dolu dünlerimin.
Mazi ile istikbal arasında,
Ben silik,belirsiz bir nokta
Kayboldum,tıpkı pusulasız gemi gibi.
Yaşamakla ölmek arasında.
Yıllarca,işte yıllarca korkum bundandı.
Dışarıda uğuldayan, camı tıkırdatan bir rüzgâr.
Karanlığa bürünerek sohbet eden yıldızlar.
Sallanan, sallandıkça hışırdayan ağaçlar.
Yalnızlığa gömülüp düşünen beden ve garip duygular.
Yine başı iki elinin arasında garip manzarayı seyrediyor.
Niçin yaşamak mecburiyetim var anlamıyorum?
Bu zoraki zamanlar bana ait değil ki.
Niçin yürümek zorundayım bu yolları anlamıyorum,
Bu yolların hiç birisi benim değil ki.
Bir ucundan çekilip bağlanan gemi halatı gibi,
Gördüm gözlerinde ümitsizliğin sim siyah perdesini,
Gördüm bedeninde korkunun kemikli pençesini.
Gördüm çile ve ızdırap,herkesin hayatında bir perde.
Lakin ikincisi de değişmez,hepsi aynıdır bizde.
İşte sen,sen de tıpkı bizim gibisin,
Sanki bize yakın,bizden birisin.
Gitti o şuh kahkaha, şimdi yerinde,
Bir ince sızı, kalbin derinliklerinde.
Bırakırken anlamsız, donuk bir bakış gözlerinde,
Bir burukluk kalır, dalgalı bir insan hali işte.
Yazı tura atar gibi biri kahkaha, biri hüzün.
Ağlamak istiyorum, bütün duygularımı saçmak için.
Ağlamak istiyorum, anlatamadıklarımı toprağa dökmek için.
Ağlamak istiyorum, her gün için için ağlamaktan bıktığım için.
Ağlamak istiyorum, anlatmak istemediklerimi anlatmamak için.
Ağlayamıyorum, duyulursa bana deli diyecekler.
Yok tabi, seçme sansınız sizinde yok elbette
Rabbim yazar bu baban, bu da annen der size.
Kabullenmek zorundasınız, olmaz diyemezsiniz,bu ne?
Her kese makul sevgi bilen, bizimki divane.
Bilin ki siz farklı ben farklı, isyan etmeden Yaradan’a.
Tabip hastayım ben, bir bak halime.
Bu genç yaşımda düştüm çaresiz derde.
Sorma derdimi, anlatmam sana dilde.
Lakin yazamıyorum da, sığmaz ki defterlere.
Bazen olurum ben böyle,sim siyah bulutlar gibi,
Yağmur olup,yağamayan dünyaya.
Bazen olurum ben böyle,bozuk bir bomba gibi,
Patlayıp,saçılmayan etrafa.
Takılır bir şeyler kafama çözemediğim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!