Yağmurlarla yüklü bir yorganın altında sakladı kendini sana bu fâhişe.
Gel de parselle, zaten ne işe yarar ki şu çorak toprak.
Santim santim belle gelde hadi, tam otuzbeş dönüm arâziyim.
Arala kollarınınıı, arala sevgilim, sarılalım da başlasın tepeden tırnağa bütün âzâlarımız, o en şatafatlı nümayişe.
Dudaklarım merdümgiriz, ne susar ne konuşur.
Ellerim titriyor bir açlığın şehvetiyle, incitirlerse sehven seni, ellerime buselerin ile eziyet et.
Gayrı boşandı zincirlerinden abdal, vakur.
Bin yıllık rıhtımından kırarak kaçtı babaları, güyâ yirmilerden falan kalma çarklı, buharlı bir vapur.
Şimdi hiç bir sözcük, bir öpücük etmez ifade etmeye içimden geçenleri sana.
Ruhum filizlenirken aşk ile, baharı beklemeye ne hâcet?
Bekir Dalkıç
Kayıt Tarihi : 18.11.2019 14:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!