Bu bayram gönül kapım kapalı, penceremse kilitli,,
Siyah perdeler çekik, küçük birışık sızmaz içeri.
Ne affı, ne bayramı? Helallik mi? Affetmek mi?
Yaralar taze, izler derin, dinmez yüreğimin kederi...
Ne tatlı sözler, ne sahte gülüşler,
Saramaz yaramı, dindirmez sızımı.
Hatıralar kanar yine, her nefesimde,
Unutmak mı? Silmek mi? Kandıramam kendimi....
Helallik dileyen diller yabancı,
Huzur getiren sesler yalancı,
Bırakın beni kendi ateşimle kendim yanayım,
Vefasızlığın acısına, yanmadan nasıl dayanayım...
Sanmasınki kimse gönlüm şenlenir,
Bayram sevinci benim sinemde dinlenir,
Benim bayramım hüzünle, acıyla demlenir,,
Sabırla dua ile ilahi adalet beklenir...
Hesabım büyük, şahit olsun gökler,
Her damla gözyaşımın bir anlamı var. Kapanmaz kolay kolay, benim bu defter,
İlahi adalet elbet bir gün tecelli eder,
Bıraktım her şeyi Yüce Yaradan'a,
Sual olmaz hikmetine karışmamda işine,
Yanar ruhum kör ateşler içinde,
Karşılarım bayramı, yaşlarla hüzünle gözlerimde...
Gecenin karanlığı çökerken üstüme,
Yıldızlar birer birer kaybolur gökyüzünde,
Sönmeyen bir ateş var benim içimde,
Yanar durur sessizce, her bayram geldiğinde...
Ne bir dilek tutarım, ne bir umut ararım,
Kader ağlarını örerken ilmek ilmek.
Bitmeyen acılarım, dinmeyen sızım,
Bayramlar gelir ellere, benimse boynum bükük...
Gönül yaram kabuk bağlamaz, öyle derin ki,
Her yaşanmışlık, tenimde bir yara izi,
Affetmek mi? Asla, unutmak mı? Asla,
Bu senin bayramın, benimse başıma bela...
Kayıt Tarihi : 5.6.2025 23:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!