yara izi bir
geçerken yine bir göz yaşı gözlerimin damarından
kazırım aşkların en zalimini
...yüreğimde infilak eden yıldız yanığı yüzünden
ve bıraktığın sayısız yara izleriyle
......ve bir intihar yalnızlığıyla
...........ve acılarımı azdıran zehirli rüzgarlarımla
yani şiirlerimle
yürüyorum bendeki yokluğuna
meğer benden yıllar öncede
......kanında nal sesleri gezinen
ve lanetli olmayan kavimlerde bile
....ve çölün hikayesi yazılmadan
.......ve saklanmadan büyük İskender
............ define adalarına
ve yakalanmadan ona denizlerin huzurunu bozan korsan
ve biz yokken
....ve biz yabancıyken
........ve biz başkası iken
ipini yine bağlamıştı ölümün direğine aşk
yara izi iki
yüzünün seferine çıktığımı görseydi
kurumuş yüreğimde kalan
.....yüzüne bakardı
..........kahrından ölürdü Fatih
gel seyredeyim seni
........göğsümde incinen dudaklarından
dudakların cennetten akan bir nehirdir bende
geçip gideyim nehirlerinden
.......acıklı şiirlerden
..............Endülüs şarkılardan
geçip gideyim yine düş yoksulu gecelerime
yara izi üç
adının izini sürdüm, acımı unutarak
söküğünü diktim kaderimin
.......İdris nebinin parmaklarıyla
söküğünü diktim
......yüzünün kireçli duvarında yırtılan kelimelerimin
geçerken birlikte zamanın damarından
gün geldi
..........ölümden döndüm
gün geldi büyüdüm birkaç esmer şiirde
yara izi dört
dünyasına hüznümün
........taşınmaz cesetler düşmüştü
bilirim masumdur gömleğimde kalan kanlı lekeler
yeminliydim
......dokunmadım ölü sessizliğime
dokunmadım ikimizden geriye kalan
..........kılıçtan keskin sözcüklere
ve kalbimin denizi olan yüzüne
.....ve masmavi kafiyeler bırakan
...........gölgenin serinliğine
ve dokunamamalarımın öfkelerini
hayalimde çürüyen gözlerine borçlandım
yara izi beş
sen dağ-sın
ben seni aşmaya çalışan Musa
......aşkımız Tanrı’yla konuşan asa
döndük esmer bir yoldan yıldızları kumlaş-mış öykülere
.......bakıştık canımızdan kanayan ateşe
ne ipek
....ne kadife
.........ne peri
hiç biri kervanıma gelmedi
gözlerim vadilerde nöbetçi
.......gönlümde bin çıplak yara
alıştım ben kalbimdeki sızına
Yara izi altı
dil kemikleşti, sonrası
henüz bilmediğim sana dokunmalarım
tünelinden geçerken gençliğimin
......Garcia Lorca kadar hüzünlüdür derdim
bilmiyorum
bu kaçıncı ilahi ölüm çıktığımdan senin yoluna
acılarımı hangi dağ sırtlamıştı, bilmiyorum
uykularımı
......ayın samanyolu yatağında kaybettim
hala beni bağladığın yüzyılın kapısındayım
Alaaddin’in lambasına mahkum olan cin gibi
yara izi yedi
aç kurtlar gibi şehrine indim suretinin
suretin sabah zikirleri gibi aydınlık yolumdur benim
yedinci yara izinde yeminli bıçak gibi damarımda gezinir hüzün
.......yedi yara izime saplandı hançerli yüzün
sesimi sürgüne gönderdim
...ben denizde yunusum, Yunus’ ta garip
.........omuzlarıma yükledim yüzünün ilahisini
söyle, var mı ötesi aşktan, ölümün
her sevdalı ölende bir parçam kaldı.
.........ölüm denizi gibiyim
dert yükü taşlarıma çarparak
kim açar bundan böyle benim esmer peçemi
.........peçemi açsalar yüzü görünür aşkın
iklimim kızıl yollardan geçti
.......çocukluk gölgelerime karanfil bırakarak
yara izi sekiz
kapına kelepçelendim
.......al yaralarımı şakağına vur
toprağın günahına düşsün yıldızlar
su yansın bana ertelenen ellerinde
nafile namazını kılarak alnın
.......her suçlu gibi, haklı bir vakitten geçsin
varınca kıyamete, sıra sıra her gün yaşadığım ölümler
ben sardıkça öfkelerimde senin varlığını
........içinde sayısız saygılı güller açacak
anlayacaksın o zaman, belki
........benim bu aslan yaramı
cennetime almasam da kapımda meleğim olacaksın
yara izi dokuz
gel öp beni deniz, yazgımdaki yaradan
........hatırası gümüş bir kadın olsun
bir beyaz zambak, bir buhur olsun
acının alevlerinde yıkandım, İzaura doğmadı beni
.......yine de Afrika'nın köle tarihine yazıldı adım
zenci talihinde acı bir sürgün yedim
sürgün içinde ben yandım
........benim içimde sen yandın
ağrıların gömüldü göğsümün güneşine
kaç vakit daha yazar kalemler
susuz aynalarda görünen sayısız acemi sevdaları
kolay mı sanıyorsun, aşkın keskin bıçağına
eğik bir boyun olmayı
yara izi on
.......yitiğim ben, yitik
yırtık, kanlı gömleğinde Yusuf’un
bul beni su
.....bul beni kuyu
gün gibi görüntümü ver bana
zamanın takviminde kayboldum, siyah sessizliğimde
ne kale kaldı
.........nede bahar kokulu bir bahçe
düştü donanmamın erkek bayrağı
geç kaldım Nuh’ un gemisine
....bari siz kurtarın beni bu azgın tufandan
........ey ay yüzlü şairler
Orhan DEMİRTAŞ
Orhan DemirtaşKayıt Tarihi : 18.10.2004 08:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Dizelerin içinde bütün çağrıları barındıran yazınıza teşekkürler.Sevgiyle kalınız.
TÜM YORUMLAR (1)