Bazı geceler,
Kocaman bir ay asılırdı pencereme.
Sen girerdin içeri.
Pazen yorganımı,dolunaya batırıp
Üşüyen kollarıma çekerdin.
Onun için değilmi annem,
Güneşin ilk ışıkları,alacamların tepesinden iniyor.
Orman denizine kulaç atıyorum.
Parmaklarını gökyüzüne kaldırmış,
çam ağaçlarına söz vererek yemyeşil bir güne başlıyorum.
Uzaktan beli bükük bir çınar,
Sis perdesini aralayıp yanık yüzünü gösteriyor.
7. 2 lik. Deprem bütün umutlarımı,
Hayallerimi,ışıklı gözlerimi,tebeşirli parmaklarımı,
Kocaman bir göçük altında sakladı.
Hepinizin adını bile öğrenememişken gidiyorum.
Sofralarınıza oturup,
otlu peynir saracaktık tandır ekmeğine olmadı.
Şeker deyince çocuk.
Çocuk deyince şeker.
Benim çocukluğum horoz şekeri.
Yeşil.kırmızı,sarı.
Ben kırmızıyı seçerdim,
önce kuyruğunu yerdim,
Seni merak ediyorum dedim
Gel dedi
Haydarpaşa Garın’da buluştuk ilk kez
Önce ak pak martılarını uçurdu üzerime
Sonra kulenin kapılarını aralayıp,
Mavi yüzüyle gülümsedi.
MAVİ KELEBEKLER
Bereketli topraklardan dökülürdü
Köy köy,başak başak çocuklar.
FİLİSTİN TUTUŞURKEN
Misket bombalarıyla gerildi gece.
Kana bulandı Gazze’nin şafağı.
Yalnızlık sarıyor Filistin sokaklarını.
Yoksulluk sarıyor.
Tam güneşi güldürecekken,
yine kar bastı.
kapanan yollarda dinlendi gözlerim.
oysa gece kanatlı leylekler yeni gelmişti.
Mavinin çalkantısına
Uzun göç yollarının yorgunluğunu bırakmışlardı.
Uzak bir Erdek akşamındasın.
Sıcak gülüşün,
Akşam sefalarının moruna karışıyordur şimdi
Serhoşluğun, yosun kokularına
Ve imkansız aşklara bulanıyordur.
Doğu Anadolu'da yaşam,
Sevmekmiş dağları.
Ovaya usulca yanaşıp,
Murat Nehri'nin saçaklarına tutunan,
Yoksul bir köye yarenlik etmekmiş bilmezdim.
Bimezdim üşüyen kar tanelerinin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!