Mustafa Zincirkiran Şiirleri - Şair Must ...

Hadis’te bahsi geçen o muhteşem İstanbul
Yirmi dokuz Mayıs’ta fetihle bizim oldu.
Fetheden komutanla askerleri çok makbul
İkinci Sultan Mehmet Fatih unvanı aldı.

(Fasl-ı Muhabbet şiiri)

Ey güzel İstanbul’um, hayrandır herkes sana
Seni duyan görenin, yârisin ey! İstanbul.
Ziyaret eden seni gezsinler kana kana
Ayrılmak hiç kolay mı? ‘Peri’sin ey! İstanbul.

Aşk bir sarmaşıktı sarmıştı beni
Razıyım dalları yolma istemem.
Kâr etmezmiş aşka ilaç öğrendim yeni
Artık başka çare bulma istemem.

Gamzeli gülüşün hayalden gitmez

Kimleri gördüysem, hepsi yaralı
Hiç yara açmayan, dili ararım.
Gönüller mest eden güzel nereli
Kokusun getiren, yeli ararım.

(Rahmetli Âşık Muzaffer Çağlayan’ın şiirine nazîre)

Neler çektim neler kaç yıl sevdanla
Yılımı ister sor, istersen sorma
Yaptığını anlar mısın zamanla
Hâlimi ister sor, istersen sorma.

Ufuktaydı İstiklal kavuşmalıydı millet
Pelesenk olmuş idi dile yazdık istiklâl
İstikbalin bu hale gelmesi büyük zillet
Genç yaşlı erkek kadın ile yazdık istiklâl.

Albayrağ’ım nazlı gül ile öz kardeş olan
Gönüldesin eldesin benim İstiklâl Marşı’m.
Ne zaman duysam seni gönlüme huzur dolan
Yurdumda tüm ildesin benim İstiklâl Marşı’m.

Vatan darboğazdayken bağlıydı eli kolu

(Fasl-ı Muhabbet şiiri)

Allah darda bırakmaz buhranlı yıl tez geçer
Gevreğini içine büküyordu Âkif’im.
Tarihte örneği var baldıran şerbet içer
İçten içe gözyaşı döküyordu Âkif’im.

‘İyilik’ sözü bile insanı mutlu eder
Karşılık beklemeden yapılandır iyilik.
Yapmak düşüncesiyse bırakmaz kalpte keder
Karşılık beklemeden yapılandır iyilik.

Ne demişler iy’liği yapıp denize atın

KADINLARIMIZ
(Bir Fasl-ı Muhabbet Şiiri)

Şair ve ozanın ilham perisi
Seven gönülde taht, kurandır kadın.
Kaş, göz, kirpik, zülüf gelir gerisi