Yeter ki istesin Zât-ı irâde,
Gönül sedâsında kandiller yanar.
Gökteki yıldızdan daha ziyâde,
Gönül semâsında kandiller yanar.
Ne mübârek; Recep,Şaban,Ramazan,
Süleyman diliyle yedi iklime,
Uçur hüthüt’ünü sal çeşit çeşit.
Cümle varlıkları çağır zikrine,
Onlardan haberi al çeşit çeşit.
Bilinmek isteği muradı Hakmış,
Beden sürüsünden başlar sorumlu,
Kurdu koyunlara katar mı? Katar.
Olay aynı olay, farklı yorumlu,
Fareler fillere çatar mı? Çatar.
Edebi erkânı bilmeyen kişi,
Asıl cahil cehlinden,bilmediğini bilmez,
Kaçar kendi kendinden,dönüp irfana gelmez.
İçer gaflet suyunu,ıslah etmez huyunu,
Kaypak oynar oyunu,mertçe meydana gelmez.
Hâlimi dert edip sorma ihtiyar,
Dizlerim gitmiyor, durdu be anam.
Yüzüme bakıp da sanma bahtiyar,
Beynimi yokuşlar yordu be anam.
Sekseni devirdik daha kırkında.
Ne eksik,ne fazla,beni tam anla.
İyiyi, kötüyü,aşkla tamamla.
Oyalayıp durma zanla, zamanla,
İnsanı Kamilin devrini göster.
Kimseyi incitip vermeden zarar.
Yazarçizer adayı, adamlık edecekse,
Önce dalar içine, kendisiyle çekişir.
Marifet sahibinin, izinden gidecekse,
Ariflerin yanında, erkânıyla yetişir.
İnsana özgü kavram, âdâbı muaşeret,
İnsan yine aynı insan,
Yöre, töre, dil değişti.
Benzeşse de ilim irfan,
Öğren, anla, bil değişti.
İleride kaldı yurdum,
Bana benden beni sormayın dostlar,
Yıllar beni benden alıyor işte..!
İçimi tarifsiz bir sızı kaplar,
Yürek öylesine yanıyor işte..!
Ufkumda özlemler olsa da yer yer,
Yazılar, çizgiler sesimi kesti,
Bize sözden yana nükte mi kaldı?
Sevdânın muhâlif rüzgarı esti,
Nâğmeler dağıldı, güfte mi kaldı?
Kürdilî hicazkâr, Acem-a şîran,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!