Çalıntı bir sevginin bıraktığı matemle
örtüldü yıllarca anılar
Hatıralar akıl almaz bir unutkanlıkla sarmalandı
Cümleler bile yalan söyledi
Kelimeler dahi ihanet etti
Suskunluğum çok yönlüydü
Melankolik Dicle ırmağının
yetim akışları arasında
yarım kalan akşam üstü sevişmeleri
İnce dudak çizgilerinin eskiyen
bir yaşlılığa ilerlemesi gibi
sevdaların ertelenmesi
Bu gece kafatasını kaybetmiş ay,
kemikleri ezilmiş okyanusta boğulan kutup yıldızının,
zifiri alkol kokularıyla renklendirilmiş lacivert gökyüzü
Sevgilim ay, sevgilim kutup yıldızı, sevgilim gökyüzü...
Bu gece de esrarım bitti şimdi ağaçları sarma vakti
Uyusam, uyansam
yatsam, kalksam açsam gözlerimi
ve seni görememenin verdiği kederle
bir çentik daha atsam hüzün defterine
Tutundum: gökten düşerken ince bileklerini sıkıca kavradım
Yutkundum: yüzündeki o masumiyeti sindirmeye çalışarak bakakaldım
Savaştım: aşk diye okuduğum şeyler meğerse senin için kifayetsizmiş
Kaybettim: yüreğindeki bu sır çözülmeyecek bir tabiat oyunu
Yoruldum: sevdanın peşinde koşturmak ne kadar güç ancak tanrı bilir
Soyundum: çıplak kaldığım bedenim meğerse benim değilmiş
Huzursuz cümleler içinde kaybolan
küçücük bir çocuk gibi aklım
Gizli bir sır gibi kapıldım dikenli rüzgârlara
Hem av oldum hem de avcı beynimin derinliklerinde
Oysa mağaralara saklanırdım,
içinde hayvan figürleri çizerek düşlerdim geleceği
Hayat bazen uçurumdan yuvarlar kendini
Tesellilerle avunur geçmişte kalan hüzün
Gereksiz bir örnek gibi
anlatılması zor kayıplarla geçiştirilir ömür
Dağılmış insanlık için ağlarım belki bir gün
Solmuş düşler için dişlerimi sıkarım
Bundan sonra evimde facia besleyeceğim
Yüreğimi matemli şiirlerimde boğdurdum
Yemyeşil ormandan kaçan firari kuru bir ağacım
Ben bu dünyanın çamuruyum,
kendimi yine ben temizleyeceğim
Bir hatıra bile değilsin artık benim için
Benim de gidişlerimin bir sebebi vardır elbette
Suçlarım boyumu aşmış çünkü
kuru çölleri yağmur ormanlarıyla aldattım,
deli gibi esen rüzgârı ay ışığı bir akşamla aldattım,
suçsuz masum kalbimi seni severek aldattım
Vicdanı hava dolu kalpler yükselirken
Patlayan gözlerin itaat ettiği mahluklar
Rüzgârın döndürdüğü havanın vals evreninde
Kemiklerle örülmüş cesetler korosu önünde
Mevsimlere sözü geçmez artık dolunayın
Savrularak sürükleyecek bedenimi ölümün yeryüzüne!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!