Mustafa Erkenekli Şiirleri - Şair Mustaf ...

Mustafa Erkenekli


Bir yaz günüydü…
Çocuklarımdan ayrı kalmak zorunda bırakıldığım bir yaz günü. Rotasız bir gemi misali ayaklarım beni Van Gölü kenarındaki çay bahçesine götürmüş, içgüdüsel bir davranış sonucu, boş olan masalardan birine oturmuştum. Karşımda eski iskele, iskelenin üzerinde olta ile balık tutan insanlar… Ve her dolu oltanın ardından gelen sesler… Kimisi her attığının dolu çıkmasıyla övünüyor, kimisi de bir seferde oltasında birden fazla balık tutmuş olmanın gururunu yanındakilerle paylaşıyordu. Sevinç çığlıklarını net duymuyordum ama birkaç defa onların yanlarına gitmiş ve o tatlı rekabetlerini izlemiştim. Dünyada, karşıdakini kırmayan ender rekabetlerden biriydi olta rekabeti.
Tatvan Meslek Yüksek Okulunun tatilde olmasına karşın hafta sonu olduğundan sahildeki çay bahçeleri ve sahil boyu kalabalıktı. Okul açık olduğu zaman öğrenciler sık sık buraya gelir, kızlı-erkekli sohbetler ederlerdi. Yaz aylarında evlerine giden gençler, benim ruhumu sıkan bu şehri özlüyorlar mıydı acaba? Benimse ne zaman döneceğim belli değildi. Doğu Anadolu’nun en büyük ve en gelişmiş ilçesi, bedenimi esir etmiş, sanki ruhumu mengenede sıkıştırıyordu.
“Boş oturmak ayıp olur! ” düşüncesiyle istediğim çayı aç karnına yudumlayıp çocuklarımı düşünürken, yöresel şivesi ile kadife gibi bir ses duydum:
—Abey tartam? Kilosunu bilene beleş…

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


Şairlik; iğneyle kuyu kazmakmış,
Zihnimin ucunda sözcük üşüyor.
En zor şey; şiiri sensiz yazmakmış,
Yine kalemimden sevda düşüyor.

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


Yıkarak geçtiğin bendime bile,
Dönüp de bakmadım, göllere inat.
Hatta çoğu zaman kendime bile,
Adını demedim dillere inat…

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


I.

Yuvadan düşünce çamura battı,
Serçe yavrusunun sarı gagası.
O düşüşle ciğerimi kanattı,

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


Yüzünü görmesem de inan sıkmam canımı,
Her dakika gözüme, resmini çiziyorsun.
Seninle tamamladım, eksik olan yanımı,
Acaba şimdi bensiz, nerede geziyorsun?

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


Yetmiş iki yılında doğurmuş beni anam,
Şöyle bir düşündüm de yol yarıya geliyor.
Geçip giden güne mi, yoksa cana mı yanam?
Dertler dağ gibi olmuş, bu sinemi deliyor.

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


Yenişehir’de bir gece yarısı,
Yanıma yanaştı, tatlı birisi.
Vurmuş yüzüne saçının sarısı,
Bu sese kayıtsız kalır mısınız;
'Amcacığım mendil alır mısınız? '

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


İpekböceğinin özgürlüğü, kozanın genişliği kadardır. O koza yarılmadan, ipekböceğinin özgürlüğünden bahsetmek imkânsızdır.
Mustafa Erkenekli

Kendine gücü yetmeyenin, kimseye gücü yetmez!
Mustafa Erkenekli

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


—Üstad Bahaettin KARAKOÇ'un 'Kiraz Devşirmeye Gitmiştin Hani? ' Adlı Şiirine Naziredir.

Salını salını gelir uzaktan,
Zülüfleri gibi kara gözlü yâr.
Kurtulamam düşürdüğü tuzaktan,

Devamını Oku
Mustafa Erkenekli


—Şükrü METİN’e…

Yılların ardından bir bak aynaya,
Ne ben eski benim, ne sen eski sen.
Beyaz saçlarla mı geldik dünyaya?

Devamını Oku