Kapatın kulaklarınızı sessiz çığlıklarıma
Duymayın sakın ha! cevap vermek zorunda kalırsınız
Duyarsız kalın feryatlarıma,
Biliyorum, siz zaten duysanız da duymazsınız..
Yaşayın kendi doğrularınızca
Ne derin bir uyku bu, uyumaktayım,
Kabuslar içinde boğulmaktayım
Simsiyah bir nehir gibi şu ömrüm benim
Bir meçhule doğru yol almaktayım...
Ne isimler, ne cisimler geldi geçti dünyadan
Hepsi bir hayaldi, hepsi bir hülyaydı, hepsi bir rüyaydı
Herkes kendince merkez, gerisi çevresindeki aydı,
Herkes kendince sönmez bir güneş,
Çevresine göz kamaştırıcı nur yaydı.
Sessizce bakışan gözlerimizle
Neler neler anlattık özlerimizde
Usulca kayıp giden yıldızlar gibi
Bir ömrü tükettik birbirimizde
Sevdadan sarhoştuk, meylerden değil,
Dağlara dağlara
İlk karlar düşer
Zirvesi beyazmış
Ak saça benzer
Yamaçları dolgun
Ne yöreye varsam, o olsam
Kuzeyde Karadeniz, hırçın dalgaların çocuğu
Güneyde efe Toros Dağları'nın soluğu
Doğunun havasının sert, delikanlısının mert durduğu
Batının son nokta birlikte buluştuğu
YER OLSAM.
Sağlığında sığındığım, limanımdın hep,
Öldün, şimdi mezarın, limanım babam
Her fırtına sonrası, dinginliğine
Seninle kavuşurdu, ruhum be babam!
Ruhum her an fırtına, boranda şimdi
Uzaklarda bir yer var
Hayalini kurduğum.
Düşledikçe,özledikçe
Mutlu olduğum
Biliyorum
Uzaklarda bir yer var
Ağırlaşan göz kapaklarım,
Üretmesi gereken beynim, dimağım
Dilde sözüm, özde gözüm kulağım,
Yorgun bir ben, yorgun beden,
Yorgun mısralar, kıtalar yorgun.
Silinsin beynimden aklım silinsin,
Silinsin resmimde cismim silinsin,
Var mıydım yok muydum? böyle bilinsin,
Bir yel esmiş gibi ismim silinsin.
Şu gök kubbe altında, var olan varız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!