Sen bu dünyada ve ahirde,
Yaşamadığım tek pişmanlığım olacaksın.
Zaman, bedenime ince ince işlediğinde,
Sen, hatıramda olduğun gibi kalacaksın.
Mekan, ruhum için değiştiğinde,
Demek gidiyorsun sen de
Git öyleyse düşünme beni
Yalnızlığımda bulmuştum seni
Yalnızlığıma dönüyorum şimdi
Soğuk olur üşürüm geceleri
İşte sevgili böyle,
Sensiz geçiyor her gece,
Uğramıyor hiç kimse,
Tek sen değil; hayalin bile.
Bir sefil yolcuyum yalan dünyada,
Sırtımdaki günahların sarhoşuyum.
İlk dinlence hatırlanmaz ama;
Farkındayım çok kalmadı son durağa...
Bugün yerin üstündeyiz, yarın altında;
Bilmem neden geldik şu acı dünyaya,
Çürümüş ve unutulmuş ruhların arasına,
Cennet hayali ile daldık günahlara,
Sattık insanlığı bir tutam kağıt parçasına.
Yükselebilecekken melekler sofrasına,
Aklında tozlu düşünceler:
Bir fincan kahve mesela,
Eski dostlarla bir sohbet.
Karışıyor anılar bazen,
Hangisi hayal, hangisi gerçek?
Bir acı, yüreğimde, tanımsız ve bitmeyen,
Vicdan azabı mı, yoksa aşk acısı mı?
Belki de ikisi birden…
Herkes özler hani çocukluğunu,
Hayal meyal hatırladığı,
Adem hissetmeseydi yalnızlığı
Anne ve babamızın aşkı olmasa
Başlayacak mıydı hayatımız?
Hep başkaları sebep oldu varlığımıza,
Fakat başkaları için yaşadık.
Ve isimler taktık kendimize ve birbirimize,
Sen dökerken inci tanelerini gözlerinden
Ben kaf dağının ardında yükselen umuttum.
Küçük görme lütfen beni,
Sayemde nice hayaller yükseldi,
Yeryüzünde nice bedenler tükendi…
Rahatlardım dökebilsem gözyaşlarımı,
Her ne kadar üzülsen de,
Bir adama ağlamak yakışmazdı.
Kıskanıyorum çocukları.
Şimdi aklımda iblisin fısıltıları,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!