İnsan büyüdüğünde hiç bir şeyin değeri kalmazmış,
Anneler gidince herkes tek başına kalırmış.
Çocukluk hayalleri kuş tüyünden yapılmış,
Üfleyince puf diye uçarmış.
Şimdi omuzlarında ağır yükler,
Bazen arkadaşındı hüzün,
Baksa geriye o ıslak gözler,
Nice unutulmuş rüyalar görür.
Şimdi titriyor ellerin,
Karanlık çöktü yine, sessiz ve derin,
Kalbimde yankılanır eski bir yemin.
Gözlerimde ateş, içimde fırtına,
Nefret büyür, insan susar yalnızca.
Bekledim, sabrettim, çokça yanıldım,
Kaderimi varlığına bağlamış Tanrı,
Yokluğunda şeytanın sevinci bir şarkı,
Baktığımda içimi doldurur bir kaygı,
Yok ise yüzünde bir tebessümlük çağrı,
Gülüm, gülmezse yüzün, bil bu yürek gamlı,
Adem hissetmeseydi yalnızlığı
Anne ve babamızın aşkı olmasa
Başlayacak mıydı hayatımız?
Hep başkaları sebep oldu varlığımıza,
Fakat başkaları için yaşadık.
Ve isimler taktık kendimize ve birbirimize,
Sen dökerken inci tanelerini gözlerinden
Ben kaf dağının ardında yükselen umuttum.
Küçük görme lütfen beni,
Sayemde nice hayaller yükseldi,
Yeryüzünde nice bedenler tükendi…
Rahatlardım dökebilsem gözyaşlarımı,
Her ne kadar üzülsen de,
Bir adama ağlamak yakışmazdı.
Kıskanıyorum çocukları.
Şimdi aklımda iblisin fısıltıları,
Aklında tozlu düşünceler:
Bir fincan kahve mesela,
Eski dostlarla bir sohbet.
Karışıyor anılar bazen,
Hangisi hayal, hangisi gerçek?
Bir acı, yüreğimde, tanımsız ve bitmeyen,
Vicdan azabı mı, yoksa aşk acısı mı?
Belki de ikisi birden…
Herkes özler hani çocukluğunu,
Hayal meyal hatırladığı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!