günlerin gecelere dönmesi sanırken hayatı,karşıma çıkar
en yağmur ormanı zamanlarımın loş vadisindedir
tarihin yazılışında kaleminin kazara bıraktığı bir iz gibi tanrının
değersiz hissederken kendimi
bakakalırım gözüne ejderin
Buralarda gök hâlâ kurşuni
Sen yine yoksun
Ben yine yapayalnızım
Ruhum boğuluyor her akşam.
Sevdalarımı kış çaldı,
'Arıyorum' dedi.
Basit bir tümceydi,anlamı göreceliydi.
Ama 'Neyi? ' diye sormam gerekmezdi.
Yolu aynı olanın fikri de aynı olur.
İkimiz de biliyorduk neyi aradığımızı.
'O ses hayallerimi yıksa da, sesini duymanın hala ruhuma huzur verdiği denizkızına, denizimin kızına...'
Bir cümleyle vurdun geçmişi
Altında kaldı yıkıntıların
Şimdim, geleceğim
Tek hayalimdin tutunacak, tek sebebim
ne zordur anlamak,aslında sadece bir figüran olduğunu
başrol oynadığını sandığın bir filmin son karesinde
istersen ağla,tükenene dek nefretinin ateşi
ne faydası var boşa harcanan güzelliklere ağlamanın
incinen gururunu öfke maskesine bürümek çok kolaydır oysa...
hatalarımın (çoğu) masum kurbanları vuruyor
dolunayın bile katledildiği bilincimin kıyısına
her dalgada yüzler anıları,anılar acıları sürüklüyor;
pişmanlık bir şişe votka,gece yarısında...
hayallerimizin üstünden tabur tabur geçti yıllar,
Ay doğuyor yalnız izmir gecesine
'zaman değil,uzaklıklar canımı yakan' diyor
siyah kurdelalı küçük kız
'özelsin,belki de türünün tek örneğisin' demişti
beni özel yapanın kendisi olduğunun henüz ayırdında değil
tualinde bir rengim,anlayacak ileride
Çekmecemde unuttuğum eski fotoğraf!
O kadar uzaktı ki bana,anlattıkların
O kadar soluk..
Yırtmaya bile değmezdin...
siz; eski sevgililerim,yalancı sevgililerim
kalbindeki kalıntıları gerçek aşk zanneden sevdiklerim
acaba hanginize güvenip de tekrar kredi ister
şükran borcundan batmış şu mağrur kalbim?
önceleri hayran kaldığınız o sürprizlerim mi ürküttü sizi
anlat bana
gıpgri bir eylül gününde
sahildeki coşkunu
nasıl yakaladığını hayatı
o an
uçuşan saçlarınla boynuma sarılışını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!