Kokunu taşıyor buralara lodos rüzgarı
Kahkalarını hatırlatıyor martıların çığlıkları
Her alacakaranlık vakti yeniden canlanır
Yokluğunun içimi yakan sancıları...
Unutamıyorum o veda eden bakışları
Geceler olmalı sağ elinde
Dumanı tüten vuslatları parçalamalı tek kurşun
Zamanın dokusunda göreceli yarıklar açmalı
Saat her onbiri vurduğunda aksamalı bir duygu
İki tek atıp sızan kalplerle dolmalı her kuytu...
gel gitme
bak çolak kalır sensiz ellerim
okşayamaz gönlünce saçlarını imbatla
saramaz seni kollarım
sağır olur ruhum
duyamam ordan kalp atışlarını
Bir gün döneceğim bu şehre
Dağların arasından kıvrıla kıvrıla
Ya da
Kuş uçuşu belki, bilmiyorum
Ama bildiğim
Dalgaların beni taşımayacağı
-I-
ademle havvayı boşver sen
esas önemli olana gel:
yelkovan mı akrebe yedirdi yasak elmayı
yoksa akrep miydi sokan zavallı yelkovanı?
Batan güneş ufku kanatıyor
Sen kalbimde umarsız yarasın
Sesin dalgaların çığlığı
Uçurumun dibinde yankılanıyor
Deli bir rüzgar esiyor
Kız terk etti ya denizini
Işığı da yanına alıp giderken
Ne kadar kolay geliyor intihar
Işıksız, kör yaşarken
Benim için yaşadığın zamanlar vardı
Bu bir isyan,bir iç savaş
İkiye bölünmüş kalbim,ruhumu kuşatan
Karabasan gibi çöken yüküyle hükümlü vicdanım
Eski bir masala yardım ve yataklıktan
Kendine karşı kınından kurtulan kılıç
- I -
biz aynı yıldızın köşeleriyiz aslında
yıllar sonra bir araya getirilmeyi bekleriz
beşimizi çoktandır birleştiren çizgilerden habersiz...
Uçurumun kenarından şehri seyretmektir aşk
Gümüş alevler içindeyse gecenin eteği,
O an sona ermesi gerektiğini düşünürsün hayatın
En değerli yerinde bitmeye adanmışsa tutkular,
Akıp gider yıldız tozları öpüşmelerle...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!