Şafakla közlenir bu kanlı türkü
Güneşin doğuşu yakar maziyi
Toprağı sulayan kan filizlenir
Şehadet kokusu yıkar maziyi
Savaşmak nedir ki O’nun uğrunda
Yürek yangınlarında umuda su dökerek
Ateşi gülistana serene selam olsun
Karamsarlık düşerken her gönül dehlizine
Miraçtaki müjdeyi verene selam olsun
Çelik yürekleriyle ölümü de öldüren
Renkli hülyalarına kan mı karıştı çocuk!..
Yitik sevdalarına can mı karıştı çocuk!..
Elinde oyuncağın mezarına gömüldü
Sen kalem tutacaktın, an mı karıştı çocuk!..
Ah!.. Sızlayan yarama merhem olmaz sözlerin
Yayla güzel olunca
Tulum sesi çalınca
Bir horon oynayalım
Kanımız kaynayınca
Ver elini elime
Dün aldım haberini
Yine yalnız kalmışsın
Birçok yaran var iken
Yine yaralanmışsın
Ayrılıklar böyledir
Rüzgarda bir tufan dağ yamacında
Ana, baba, kardeş ayak ucunda
Sararmış mektubu var avucunda
Kan ile yazılmış, yaprak dökümü
Uzanmış vücudu toprak üstünde
Düşlerini gömdüğün hüzünlü pınarlara
Sevgini öldürüp de vardan mı geçeceksin?
Sarıp umutlarını gizemli baharlara
Çiçek açmadı diye zardan mı geçeceksin?
Küller uçmadı diye hardan mı geçeceksin?
Çalar kemençelerin dumanlı havalarda
Sevda türküleriyle yürürler yaylalarda
Yayla çiçekli yayla tepelerinde kar var
Senin de benim gibi yüreğinde efkâr var
YEŞİL BEYAZ İNTİZAR
“Hasret bir kurşun oldu, yaktı ciğerimizi
Biz sılaya vurulduk, gurbet öldürdü bizi”
RİZE
Denizinden maviyi dağlarından yeşili
Alıp da nakış nakış işlesem gökyüzüne
Atmacalar seyretse semadan cemalini
Güneşi kıskandıran renkler dolsa gözüne
Tebrikler başarılar diliyorum...yolun açık olsun