Atina sahilinde ağlayan kız kalesi
Şile ile Zele’nin ölümsüz hikâyesi;
Şile; bir Ceneviz kralın gül prensesi
Zele ise lazların yakışıklı prensi
Kral bir seferinde kızını da getirmiş
Tarihi bulmak için tarihi bilmek gerek
Şimdi izlesin seni Roma, Atina, Sofya
Bazi miraslar vardır tutkuyla sevmek gerek
Em oldun gönlümüze, hoş geldin Ayasofya
“Dağların üzerini kızıl duman kaplarsa,
güneşin doğması yakındır”
Avrupa’nın bağrında
zehirli medeniyet tohumlarının
adını koyduğu
İki sayfa verdiler şehrengiz Çayeli’me
Ne çaya değdi elim / Ne çiçeği elime
Sıladan haber var mı, söyle ey seher yeli!
Bensiz yine açar mı baharlara Çayeli?
Dumanlar siz söyleyin
Yaylalara kar var mı?
Yüreğimi üşüten
Yayla mı yoksa yâr mı?
O dağlar karardınız
Üç gül büyüttüm gülzârımda;
Biri soldu, talan oldu
Biri öldü, yalan oldu
Biri kaldı, Gülhan oldu
Birinci Gül
Yüreğimdeki güliz suzan artık dilara
Muzmahil duygularım yâr fırakınla yara
İçim gülşen-i naşad, muzdarip gülzadeyim
Söyle gülfem-i aşkım hangi güle gideyim
Balıklar takılırken
Oltalara, ağlara
Ne türküler yazılmış
O sevdalı dağlara
Kaçkarlara kar düşer
Kays’ı Leyla, Ferhat’ı Şirin vurdu
Güller dahi küstü hep bülbüllere
Gidişinle ab-ı hayat kurudu
Yağmur gibi hasret kaldı çöllere
Vuslatı çalmayan saza döndüm ben
Hayalin gözümde canlandı durdu
Yüreğim adını hep andı durdu
Sensiz aşklar bile kanadı durdu
Yaramı görüp de sarmaz mısın hiç?
Sen gittin ardından baharlar soldu




-
Özcan Beyaz
Tüm YorumlarTebrikler başarılar diliyorum...yolun açık olsun