Çiçek dalında güzel...
Dal ağacın göğe uzanan eli ve duası,
Ağaç toprağın en güzel ikramı...
Çiçeksiz dal soğuk,
Dalsız ağaç tomruk,
Ağaçsız toprak çorak,
Seni sevmek, bir sigarayı külünü hiç dökmeden içmek kadar zordu.
Sensizlikse, bir başka sigarayı kırıklarıyla içmeye çaışmaktı, tatsızdı...
Murat Kürşat ERTEKİN
26 Eylül 2010
Kötü hissedeceğini biliyorsan eğer O temelli gittiğinde;
Güneş, gönülsüz doğacak, doğsa da seni dışlayacak,
Yüzüne bakmayacak, baksa da ısıtmayacak
Ya da cezanı farklı kesip, tek sana odaklanacak,
Bir seni kavuracaksa, “elinden geleni ardına koydun” diye…
Meleklerden el almış,
Cennetten bir parçaymışçasına,
Huzur veriyorsun insana.
Tezat bu ya;
Cehennem ateşlerinden beter,
Yakıyorsun aynı zamanda.
Gidiyordu isteksiz adımlarla, İki ileri bir geri…
Kendi kendine söyleniyordu; böyle aşk mı olur, bir ileri iki geri…
Heyecanla konuşuyordu boşlukla, gülerek işaret ediyordu mahallenin delisi;
“Bu adam kesin zırdeli”
Murat Kürşat ERTEKİN
İnşası yarım bırakılmış bir gecekondunun atıllığında
Ve daha sonra yıkık, balyoz darbelerinin ağırlığında…
Sıcak bir yuvaya dönüşmenin nevmitliğinde buruk,
Belki biraz kalbinin imarsızlığıyla
Fakat daha çok kendi ruhsatsızlığımla,
müstehzi hasbihallerinin tavanlarında mihenkken
Bir kibrite bakar bu iş,
Bir de, kararlı el lazım onu çakmaya…
Bir kıvılcım olacak bahanem,
Yalnızlığı kundakladığımda.
Bir parça deniz, bir bardak su,
Ben, belki her şeyin sonu, belki her şeyin başlangıcı…
Hislerime ültimatomlar iletiliyor, beynimin liberteryen kesimlerinden,
Mantığa karşı savaş naraları yükseliyor, yüreğimin müstemleke ülkelerinden.
Dünya’ya kapatılmış izole sınırlarım, basbariton suskunluğumla,
Duymuyorum ensemde patlayan kulak tırmalıyıcı soprano çığlıkları.
Görmüyorum kimi haklı kimi haksız alacaklıların bilenen dişlerini.
Ulaklar dönüyor, bedenimin uzak diyarlarından,
Muştular istiyorlar, taşıdıkları haberler için..
Tellallar, anne kelimesini ilk telaffuzumdaki kadar keyifli ve heyecanlı;
“Müjdeler olsun… umutlar ordusu, asi ayaklarımızda muzaffer! ”
İsyanı şiddetle terbiye edilmiş adımlar,
En az başlangıçtakiler kadar kararlı artık ya da mecbur.
Üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü sınavlar da var;
Tek yanlışla delik cebinden düşen,
Sonra sonra kaybı fark edilen yaşamlarda.
Murat Kürşat ERTEKİN
07 Eylül 2009




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!