Eflatun bir temmuz gecesinden
yarım kalan haziranı dinledim.
Yarım kaldı
Yarım kalan bir şiirin
Henüz olmayan yarısında
yelkovanın on iki adımına
sadece bir adımla mukabele ediyor diye
ne kadar da insafsız derdim akrep için
seni tanıyana kadar!
senin yanında akrep
ben sanatçıyım efendi!
bu yüzden senin gibi görünen (gösterilen) naneyi (o da yarım yamalak, o da kırık dökük) yorumlayamam
benim farkım, görünmeyenin, duyulmayanın, söylenmeyenin izahı nispetinde ortaya çıkar...
anlamanı beklemiyorum elbette ki...
lakin, neyse...
tam tamına bir kala on ikiye
pili çıkarılmış saattir ömrüm
bir çılgınlık yaptıracak bana
olağan durağanlığın
sağır eden uğultusu
ileri memleket meselesine
kadınlar zaviyesinden bakacaksın
başka sağlaması yok!
ne kadar ileri kadın
o kadar ileri memleket!
şiiri yaşayanlar
şiir yazmaya tenezzül mü eder?
düşünsene şiir gibi kadının
şiire susuyor, şiire kanıyorsun
akşamları şiir açıyor kapını
onu ima ederek
"şair burada ne demek istemiş" sualini yöneltip;
"şair bana sataşmadığı sürece istediğini diyebilir" cevabını aldım... bahta bak...!
sokaktan alınmamış olsak
ağır gelecek
sokağa bırakılmak!
sağa sola bakıyorsun önce:
köşedeki çöp konteynerini,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!