bir vapur çığlığında kaybettiğim ümit,
bir martı gagasına kaptırdığım simittir can
bende her daim zuhur eden cefaya, sefa ism-i şerifini atfedenler için gayet kırgın hatta kızgın hisler besliyorum. oysa bir demi dahi asude geçmeyen bir ömrün sahibiyim. bu hakikate tegafül eyleyenleri asla ve kat'a affedemiyorum... küçümser dudak büküşlerin, hoyrat istilası ile tanışalı beri asırlar geçmiş sanki.... ve ben her ne hikmetse "ayakta durma" hikayesine meddah-ı şahane olmaya devam ediyorum. işin kötüsü nereye kadar sualine kifayet edecek gram kelamım da yok...
"bak benim çevrem var! " deyip masayı gösterdi... baktım. masada nefes alan birileri vardı...
Bir tartışmada, daha az tepki veren taraf, tartışma konusunu daha fazla ciddiye alan taraftır...
insanları tanımak için basit bir çıkarma işlemi yapmanız kafidir.
Ben mesela; çıkarlarını, çıkardığında hayatı sıfırlanacak çok insan tanıyorum
biz küs değildik
'bizden iyi mi biliyorsunuz
bal gibi de küssünüz hadi barışın' dediler...
küslüğü bilmediğimizden barışamadık.
küs olmadığımız unutuldu zamanla
Biz seçmedik
Sudan ucuz addettiği hayatları harcayarak
Paha biçilmez hayatlar kuran
Adamların coğrafyasında doğmayı
Bugün bir türkü olmak istiyorum.
Hani ta şuramda bir tiz neva olma kaygısı yaşamayan.
Meyanına bir saba geçki konsun diye beklemeyen.
Oynanmayan, uğraşılmayan...
İçten geldiği gibi söylenen.
Bu gün bir türkü olmak istiyorum yarin dudağından getirilmiş....
sanırım iyi bir şey değil
bugünlerde düşünmek
konuşmak
kısaca yaşamak
burnumu sızlatan kokusundan bildim...
gözlerimden doğan anaç bulutundan,
yanaklarımın aşina güzergahından
apansız bastıran yağmurundan tanıdım...
evet, evet! bu hava, o hava.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!