Esinim, yine uğradı dün
“Merhaba Sahip! ” dedi, çömeldi…
“Bak, henüz son gelişinin
Enkazınlayım üstüme sinen,
Bu Sahip ne ki; nesi, neyin? ! ”
“Niye öfkeleniyorsun Sahip,
Çakırkeyif bakıyorsun gülüm
Körkütük seyreden aynama
N’oluyor yahu? Alooooo!
Hangi yanıma yansır ayna
Neyimi, kimimi yansıtır
Biteviye ve Boyuna!
-son girimlik
diri girilmez
adres verilmez
çoklu gelinmez
ölüm şenliğine
tözüm çalacak
gen bağıtlarından şakim
sözüm salacak
döl yanıklarında yeminim
közüm kalacak
küllüğü yok hüzünevimin
yangın evimdir yoksun bildiğim
sabır yedeğimde kırık gönülsüz
gediğine kelam yönünü sildiğim
etini öteledim gömdüm özürsüz
dilimi her güne buruksu hani
Tatlı belam Esin’im çat kapı “Merhaba”,
Özleyince uğruyor Bilgem,
Huysuz, kuruntulu, ivecen,
Mimiklere tapulu, ruhundan soluyor;
“Önyargıyı niye parçalayamadı O adam,? ”
Üstten hakim soruyor, duraksıyor…
anamala yol verdim paydan
hüzün iptal duygu şirketten
dirhemine kalıntıyım endam
kırıntıma suskunsun adetten
barksıza say gör ayıbını
Doğdum…
Anlam katmalı,
… şey yapmalı…!
Dünü taşımadan…
Yarını boğmadan…
Bulanıp suya insan düşürdüm
Uz uza bakıp yorulma
Belki de kendini görürsün
Bakma üzülürsün
Sulanıp huya insan şişirdim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!